13 Soruda enny Games ve Hüseyin Şencan

Bu röportajımızda sizleri Hüseyin Şencan ve değerli girişimi enny Games ile bir araya getiriyoruz.  Girişimcilik ekosistemini daha yakından tanırken girişimcilik dünyasına dair ipuçları da bulabileceğiniz bu yazımızla baş başa bırakıyoruz sizleri . Keyifli okumalar…

 

 

1. Sizi daha yakından tanımak isteyen okurlarımız için kendinizden, girişim yolculuğunuzdan ve girişimciliğin sizin için ne ifade ettiğinden bahsedebilir misiniz?

Merhaba ben Hüseyin Şencan, 22 yaşındayım. enny Games’in kurucu ortaklarındanım. Teknik liderlik görevini üstleniyorum. Girişimcilik bana zorlu ve uzun bir maratonu anımsatıyor. Maratona başlamadan önce ne kadar gerilerek başlayacağınızı belirlemek önemlidir, benim için de bir girişime girmeden önce alabileceğiniz risk boyutu önemli. Maratondaysanız başarılı olabilmek için ne zaman ivme arttırıp ne zaman ivme azaltacağınızı, enerjinizi nasıl ve nerede korumanız gerektiğini bilmelisiniz. Maraton sonunda bahsettiğimiz bu değerleri doğru ve dengede tutabildiyseniz, başarılı olmuşsunuzdur. İşte girişimcilik de benim için bir maraton. Maratona başlıyorken gerilmek, bazı hayat standartlarımızdan vazgeçişimizi, yarış esnasında kararlar vermek ise ne kadar zorluk olursa olsun vazgeçmemeyi ve risk yönetimini anımsatıyor. İşte bu adımları ne kadar doğru ve dengeli yaparsak, maratondaki gibi başarı da yanında geliyor.

 

2. enny Games’in ortaya çıkış hikayesi ve devam eden süreçte karşılaştıklarınızdan bahsedebilir misiniz?

enny Games Anadolu’nun dört bir yanından gelen gençlerin, aynı amaç ve hedef doğrultusunda bir araya gelmesi ile kurulmuş bir oyun stüdyosu. Daha detaylı anlatmam gerekirse, enny Games’ in hikayesi Bilişim Vadisi’nde başlıyor. Bilişim Vadisi “ Oyunla Gelecek” adı altında, biri yaz diğeri kış olmak üzere iki farklı kamp düzenliyor. enny Games kurucu ortakları ilk kampta tanışıyor. İkinci kampta da ilk kez tam ekip oyun üretip, ilk fonunu alıyor ve enny Games kuruluyor. Daha sonra da Bilişim Vadisi’nin içerisinden farklı bir oyun stüdyosu ile iş birliğine girerek ikinci yatırımını alıyor. Bugünlere büyüyerek geliyor. Şuan ise hala Bilişim Vadisi’nde bulunan ofisimizde çalışmalarımıza devam ediyoruz. Kısacası enny Games’in kuruluş hikayesi böyle. Tabi bu süreçler burada bahsettiğim kadar kısa ve basit geçmedi. Özellikle ilk yatırımımızı ararken birçok engel ile karşılaştık. Yatırımcılar yaşımızdan dolayı bize güvenmediler, sektörün bu kadar büyük çapta gelirinin olduğuna inanamadılar veya inanmadılar. Bunun gibi verebileceğim birçok örnek var. Ama bu engeller ve sorunlar bize büyük bir tecrübe oldu. Bulunacak yatırımcının, oyun sektöründen olması veya olmasa bile bilişim, yazılım sektöründe çalışmış ya da bu sektörlere aşina olan birisi olması gerekiyor. Bu çıkarım enny Games’in kurulmasında veyatırım almasında ki aşamada en büyük tecrübelerimizden biri oldu diyebilirim.

 

3. enny Games ekibinden bahsedebilir misiniz? (Kaç kişilik bir ekibiniz var, ekip içerisindeki dağılımınız nasıl…) Ekip olmak sizin için ne ifade ediyor? Sizce ideal ekip nasıl olmalıdır?

enny Games şu an da 14 kişilik bir ekip. Ekibimizde yedi geliştirici bulunuyor. İki kişi de üç boyutlu modellemeden sorumlu. Bir tane de çizerimiz var. İki kişi iş geliştirme de, iki kişi de oyun tasarımında görev yapıyor. Ana branşlarının yanında ekibin çoğu, birden fazla alanda görev alabiliyor. Örneğin bazen bir geliştirici animasyon yapabiliyor. Bu gelen işlerin yoğunluğuna göre değişiyor. Yukarıda bahsettiğim ana görev dağılımı diyebilirim. Benim için ekip demek başarı demektir. Bence başarılı bir girişimin de ana prensiplerinden biri doğru ekip kurmaktan geçer. Normalde Hyper-Casual oyun yapan stüdyolar ortalama 5-6 kişilik kadrodan oluşuyorlar. enny Games’in ekibinde ise gördüğünüz gibi farklı alanlarda ve farklı bölümlerden birçok kişi var. Bu bence bize büyük avantaj sağlıyor. Ofis içinde yeni fikirler için beyin fırtınası gerektiğinde, daha çeşitli fikirlere ulaşabiliyoruz. Diğer stüdyolara göre ekip içindeki yük biraz daha azalıyor ve ekibimizin işlerin yanında, kendini geliştirmeye de vakitleri kalıyor. Kendi departmanımdan örnek vermem gerekirse, her hafta en az bir gün geliştirici ekibi ile bir konu belirleyerek, o konu üzerine teknik toplantı yapıyoruz. Bu toplantıda sadece ben değil, herkes iyi olduğu konuyu geri kalan ekibe aktarıyor. Bunu sağlamak da doğru ekip olmaktan geçiyor. Biz enny Games adına bunu başardık diyebilirim.

4. enny Games’le ilgili planlarınızın tamamını gerçekleştirebildiniz mi? Gelecek hedefleriniz neler?

Aslında ilk sorunun net bir cevabı yok. enny Games ile ilgili kısa vadede olan planlarımızı gerçekleştirdik diyebilirim. Soruya bu şekilde cevap verme sebebim ise, enny Games olarak bir planımızı gerçekleştirdiğimi zaman, direkt yeni planlarımızı düşünüp onları gerçekleştirmeye çalışıyoruz. Yani her zaman gerçekleştirmediğimiz veya sıraya koyduğumuz planlarımız oluyor. Gelecekteki planlarımız arasında en değer verdiğimiz ise oyun sektörüne katılmak isteyen, büyümek isteyen oyun stüdyolarına destek olmak ve tecrübelerimizi onlara aktarmak için bir hub ekosistemi kurmak. Burada farklı oyun stüdyolarına bu hub içerisinde teknik destek vermek ve yatırımcılar ile iletişime geçirmek gibi hedeflerimiz var. Bunun yanında bir başka hedefimiz de, üretimde de mobil casual alanında ses getiren bir oyun çıkartmak. Bu hedefler doğrultusunda hem enny Games büyüyor hem de yeni gelenlere destek çıkıyor. Bu hedeflerin sonunda enny Hub’a katılacak olan ekiplerin hedefi ne zaman “enny Games gibi olmak” olursa, o zaman enny Games asıl hedefine ulaşmış olacaktır.

5. Türkiye’deki oyun sektörünü nasıl değerlendiriyorsunuz? Gelecekteki beklentileriniz neler?

Bence Türkiye’ deki oyun sektörü her geçen gün güçleniyor. Özellikle mobil oyunlarda büyük çıkış yakalandığını düşünüyorum ki birkaç mobil oyun stüdyosunun exit yapması da bunun bence bir kanıtı. Bir geliştirici olarak düşüncem, artık gelişmiş oyun motorları tek başınıza bile veya küçük bir ekiple bile çok kaliteli işler çıkarmaya yetiyor. Bunun sayesinde de küçük ekipler büyüyerek büyük şirketlere ya rakip oluyorlar, ya da satılıyorlar. İkisi olasılık da büyük bir başarı ditebilirim. Umarım bu çalışmalar devam eder ve Türkiye ekonomisi için oyun sektörü, lokomotif bir hale gelir.

 

6. enny Games’i ve yaptığınız işleri bir cümleyle anlatmanız gerekse bu ne olurdu?

enny Games, “ Başarı için kendi hayatlarında fedakarlık yapmaktan çekinmeyen, farklı branşlarda kendini geliştirmiş bir grup gencin, bir araya gelerek oyunlar üretmeye karar vermesi sonucunda oluşmuş bir şirkettir. ” diyebilirim.

 

 

7. Kendinizi en başarılı hissettiğiniz anı bizimle paylaşır mısınız?

Kendimi en başarılı hissettiğim an aslında ekip arkadaşlarım ile beraber yaptığım toplantılardır. Toplantıda onlara bir şeyler anlatırken, beni her an yeni bir bilgi öğrenme amacıyla dikkatle dinlemeleri ve her toplantı sonunda diğer toplantının tarihini sormaları beni başarılı hissettiriyor.

 

8. Mobil platform dışında, diğer platformlarda da oyun çıkarma istediğiniz var mı? HyperCasual oyunlardan sonra, yine mobil için RPG, Yarış oyunu gibi farklı türler denemeyi planlıyor musunuz?

Aslında enny Games olarak mobil oyunun dışına çıkmayı düşünmüyoruz. Ama HyperCasual’da belli bir hit oyun sayısına ulaştıktan sonra mobil casual oyun çıkarma planlarımız var. Fakat dediğim gibi kısa veya uzun vadede mobil platformdan çıkmayı düşünmüyoruz.

 

9. Türkiye’de oyun sektörüne bir geliştirici olarak baktığınızda mobil oyun pazarının ve genel oyun pazarının yeteri kadar geliştiğini düşünüyor musunuz? Sizce Türk oyun pazarının globale göre eksikleri nelerdir?

Bir geliştirici olarak Türkiye’nin mobil oyun pazarındaki yerinin gayet iyi olduğunu düşünüyorum. Şu an mobil platformlardaki “Top-Charts” olan oyunlara baktığınızda, Türk oyun geliştiricilerinin olduğunu görüyoruz. Türkiye’de yeni kurulmasına rağmen mobil Pazar başarılı casual ve hyper-casual oyunlar ile dolu ve gittikçe de gelişiyor.
Fakat PC ve Konsol pazarı için aynı şeyi söylemek zor açıkçası, Türkiye’de PC ve konsol için “global” oyunlar üreten çok az oyun stüdyosu var. Yakın tarihlerde çıkan Taleworlds’ün geliştirdiği “ Mount & Blade Bannerlord ” oyunu dünyada çok ses getiren bir oyun oldu. Bu şekilde yakın tarihi göz önüne alarak örnek gösterebileceğim daha fazla PC veya Konsol oyunu yoktur. Bunun öncelikli sebebi oyun sektörünün yavaş yavaş mobile kayması, diğer bir sebebi ise bu konuda mobile göre uzman geliştiricilerin bulunması ve eğitilmesinin de zor olması. Türkiye’de bunun eğitimini
veren çok az üniversite var. Bence TaleWorlds Şirketi’nin de ODTÜ Teknokent’de bulunmalarının başlıca sebeplerinden birisi de budur.

 

10. Ne tarz oyunlar oynamayı seviyorsunuz? Mobil oyunlar üretirken PC’den veya Konsol’dan vazgeçtiniz mi?

Lise hayatımda oyun oynamanın benim hayatımda çok büyük bir yeri vardı. Özellikle hikayeli PC oyunlarını oynamayı çok seviyordum. Ama bu sevgi üniversite hayatımda, oyun geliştirmeye başladığımda sona erdi diyebilirim. Üniversiteye girişimde kendime bir oyuncu bilgisayarı almıştım. Sonrasında bilgisayarın kapasitesini zorlamak için bir iki saat oyun oynadım ve ondan sonra o bilgisayara hiç oyun yükleme istediğim olmadı. Çünkü benim için oyun geliştirmek oynamaktan daha zevkli gelmeye başlamıştı. Şimdilerde ise sadece işim gereği mobil oyun pazarını takip etmek amacıyla mobil oyunlar oynuyorum. Bunun yanında dergilerden de yeni çıkacak PC ve konsol oyunlarının haberlerini okuyorum.

 

11. Oyun geliştiricisi olmak isteyen birine vereceğiniz ilk ve en önemli tavsiye ne olurdu? Bu uzun süreçte yaşayacakları zorluklar ve bunlarla ilgili tüyolarınız nelerdir?

Benim verebileceğim ilk tavsiye kesinlikle ingilizce öğrenmeleri çünkü genel olarak kendini ispatlamış olan geliştirici kaynakların ve geliştiriciler için kurulmuş forumların ana dili İngilizce oluyor. Sadece oyun değil herhangi bir yazılım alanında da ingilizce bilen birisinin, bir eğitmene ihtiyacı olduğunu düşünmüyorum. Çünkü internette çok fazla kaynak bulunuyor ve bunların yanında yeni başlayanlara yardımcı olmayı seven kıdemli geliştiriciler de bulunuyor. Eğer bir kursa gitmek istiyorlarsa, yazılım yerine yabancı dil kursunu tercih etmeleri çok daha mantıklı ve doğru bir karar
olur. Kısaca ingilizce okuduğunu anlayabilen ve yazabilen birisinin, yazılım sektöründe kaynak ve bilgi sıkıntısı çekeceğini düşünmüyorum. Gerisi azim ve hedefe olan bağlılığa kalıyor.

12. Oyun geliştiriciliğinin zorlukları son dönemde sıkça konuşulan konulardan biri ve sizin bu yolda yaşadığınız deneyimleri es geçmek istemiyoruz. Bize bu süreçte yaşadığınız zorluklardan bahsedebilir misiniz? Sizi oyun geliştirmeye yönelten neydi ve bu yolda ne gibi süreçlerden geçtiniz? Bu sektöre giriş yapmak isteyen kişilere deneyimli birisi olarak tavsiyeleriniz nelerdir?

Bence oyun sektöründe en zorlu alan geliştirmektir. Çünkü oyunun ilk prototipinden son haline kadar sürecin her anında siz varsınız. Çalıştığınız şirketler veya kendi şirketiniz dünyaya sizin geliştirdiğiniz oyunu pazarlıyor. Bu da üzerinizdeki yükü arttırıyor. Ama bu yükün verdiği sorumluluk ve bu sürecin sürekli içinde olmak beni mutlu ediyor.
Benim oyun sektörüne girişim ise üniversite ile başladı. Dijital Oyun Tasarımı bölümünü okudum ve oyun geliştirmeye bu şekilde başladım. Öğrenme süreci benim için çok zorlu geçti. Sektörün hızına ve bilgi kapasitesine yetişmek için çok çalıştım. İçimde sürekli, sektör çok hızlı ilerlediği için treni kaçırma korkusu vardı. Bu yüzden kendime kısa vadede iyi bir geliştirici olma hedefi koydum ve bunun için gecemi gündüzüme kattım diyebilirim. Yeni başlamak isteyen kişilere tavsiyem ise, kesinlikle tren kaçmıyor bunu bilmeliler. Ben sektöre bir girişimci olarak adım attığım zaman geçmişte yanıldığımı anladım. Ama her zaman tren kaçacakmış endişesiyle ve azmi ile
çalışmak gerekli bu da bir gerçek.
Bir diğer önerim ise oyun yapmak biz geliştiriciler için amaçtır. Yazılım dilleri ve oyun motorları ise araçtır. Ben ilk öğrenmeye başladığımda kendime bir yazılım dili seçtim ve ömür boyu bununla devam ederim diyerek diğer dilleri ve motorları aklımdan çıkardım. Bu benim için büyük bir hata oldu. İnsanlar farklı araçlarla çok daha iyi geliştirme yaparken, ben yazılım dili bilgim çok iyi olmasına rağmen doğru aracı kullanamadığımdan aynı sonucu elde edemiyordum. Kısaca yeni geliştirici arkadaşlarıma önerim araca göre amaç değil, amaca göre araç belirlemeliler.

 

13. Yerli yapımların pazar hedeflerinin bu zamana kadar lokal olduğunu ve Türk oyuncularıyla kısıtlandığını defalarca kez gördük. Siz pazarlama stratejinizi yerel mi yoksa küresel olarak mı yaptınız? Bu konuda aldığınız geri bildirimler nasıldı?

Biz enny Games olarak şu an Hyper-Casual oyunlar üretiyoruz. Oyunlarımız tüm dünyaya ve tüm yaş aralıklarına hitap edeceği için oyun üretimine başlamadan önce fikirlerimizi partnerlerimiz ile tartışıyoruz ve tüm dünyaya hitap eden bir fikir olup olmadığına karar vererek üretime başlıyoruz. Tabi bu durum sadece bize özel değil, tüm hyper-casual üreten oyun stüdyoları için geçerli. HyperCasual dışına  çıkarsak, özellikle PC oyunlarında sadece lokal pazar hedeflenmiş oyunların olduğunu görüyoruz. Bunun başlıca sebebi oyun üretime geçmeden önce belirlenen oyun tasarımı oluyor.
Burada oyunun fikri ve tasarımı düşünülürken global oyun pazarlarından örnek alınması gerekiyor. Eğer hedefimiz global bir başarı ise annemizin bize terlik fırlattığı bir oyunu veya keloğlan oyununu fikir olarak üretime geçirmek global pazarda başarı yakalamamızı sağlamaz. Fakat sadece Türkiye pazarında başarılı olmak istiyorsak bu fikirler üretime geçirilebilir.

 

enny Games Linkedin hesabına buradan ulaşabilirsiniz.

Hüseyin Şencan’ın Linkedin buradan ulaşabilirsiniz.

Hüseyin Şencan’ın Instagram hesabına buradan ulaşabilirsiniz.

 

İlginizi çekebilecek diğer röportajlarımız:

13 Soruda deliveri.app ve Çiğdem Öztabak

13 Soruda Büşra Şahin ve E-Gönüllü

13 Soruda Cansu Kambur ve KEYAMU

13 Soruda Earnado ve Barış Korkmaz

 

 

0 Comments

  1. tebrikler, yine çok güzel bir röportaj olmuş 👏🏼👏🏼👏🏼👏🏼

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published.