2 Yaşında Babasını Kaybeden Stephen King’in Başarı Hikayesi

Stephen King’in Erken Yaşamı

Stephen King (Stephen Edwin King) 1947 yılının 21 Eylül gününde Portland, Maine’de dünyaya gözlerini açtı. Babası Donald Edwin King, Pollock soyadıyla doğan bir tüccar denizciydi, ancak yetişkinken bu soyadı King olarak değiştirdi. King’in ebeveynleri, İkinci Dünya Savaşı’nın sonlarına doğru, Scarborough’da mütevazı bir evde yaşayan Maine’e döndüler. King iki yaşındayken babası aileden ayrıldı. Hayatın zorluklarıyla 2 yaşında tanışan King annesi ile büyüdü. Annesi onu ve ağabeyi David’i tek başına büyüttü. Büyük zorluklar ve para sıkıntısı çekti.

Stephen King’in Karanlık Eserlerine Psikolojik Olarak İlham Veren Olay

Çocukluğunda King büyük bir travma geçirdi fakat tamamını hatırlamıyordu. Fark edilene göre bir arkadaşının bir trenin çarptığına ve öldürüldüğüne tanık oldu, ancak olayın tamamını hiçbir zaman hatırlayamadı. Ailesi ona, arkadaşıyla oynamak için evden ayrıldıktan sonra King’in suskun ve görünüşte şok içinde eve geri döndüğünü söyledi. Ancak King ailesine hiçbir şey söylemedi. Daha sonra ailesi, arkadaşının ölümünü öğrendi. Bazı yorumcular bu olayın King’in daha karanlık eserlerinden bazılarına psikolojik olarak ilham vermiş olabileceğini öne sürdüler.

Stephen King, Durham İlkokuluna devam etti ve 1966 yılında Lizbon Falls, Maine’deki Lisbon Falls Lisesi’nden mezun oldu. Tales from the Crypt de dahil olmak üzere EC korku çizgi romanlarının hevesli bir okuyucusu olarak korkuya çok erken yaşlarından beri ilgi gösterdi ve daha sonra Creepshow senaryosunda çizgi romanları çok sevdi. Okul hayatına devam ederken hobi haline getirdiği bu işi eğlenmek için yazmaya başladı. Kardeşinin bir mimeograf makinesiyle yayınladığı gazete Dave’s Rag’a makaleler yazdı ve daha sonra gördüğü filmlere dayanarak arkadaşlarına hikayeler satmaya başladı.

Stephen King’in Yayınlanan İlk Öyküleri

Bağımsız olarak yayınlanan ilk öyküleri, 1965 yılında Comics Review adlı bir fanzin dergisinin dört sayısında tefrika edilen “I Was a Teenage Grave Robber”dı. Bu öykü yayınlandıktan sonraki yıl, Marv Wolfman tarafından düzenlenen Stories of Suspense adlı başka bir fanzinde “In a Half-World of Terror” olarak revize edilmiş bir biçimde tekrar yayınlandı. Ayrıca King bu dönemde bir genç olarak Skolastik Sanat ve Yazma Ödülü kazandı.

1966 yılından itibaren King, Maine Üniversitesi’nde eğitim aldı. 1970 yılında da İngilizce Sanat Lisansı ile mezun oldu. O yıl kızı Naomi Rachel doğdu. King, eğitim masraflarını karşılamak için kapıcı, benzin pompası görevlisi ve endüstriyel bir çamaşırhanede işçi de dahil olmak üzere çeşitli işler yaptı. Stephen King, öğrenci arkadaşı Tabitha Spruce ile Profesör Hatlen’in atölyelerinden birinin ardından Üniversitenin Fogler Kütüphanesi’nde tanıştı; 1971’de evlendiler.

Stephen King’in İlk Profesyonel Öyküsü

Stephen King ilk profesyonel kısa öyküsü “The Glass Floor”u 1967’de Startling Mystery Stories’e sattı. King, Maine Üniversitesi’nden mezun olduktan sonra, lise öğretmenliği sertifikası aldı. Ancak hemen bir öğretmenlik pozisyonu bulamayınca başlangıçta işçi maaşını Cavalier gibi erkek dergilerine kısa öyküler satarak tamamladı. Bu erken hikayelerin çoğu Night Shift koleksiyonunda yeniden yayınlandı. “The Raft” adlı kısa öykü, bir erkek dergisi olan Adam’da yayınlandı.

Hırsızlık İçin 250 Dolar Para Cezasına Çarptırıldı

Stephen King, Trafik konilerini çaldı. Nedeni ise konilerden birinin susturucusunu gevşetmesiydi. Buna sinirlenip trafik konisi çalan King, bu küçük hırsızlığı için 250 dolar para cezasına çarptırıldı. Ancak bu cezayı ödeyecek parası yoktu. Tam da bu sırada önceden yazdığı “The Raft” adlı kısa öykü için bir çek geldi ve cezayı ödeyebildi.

1971’de King, Hampden, Maine’deki Hampden Academy’de öğretmen olarak işe alındı. Dergilere öykü yazmaya devam etti ve roman fikirleri üzerinde çalıştı. 1966 ve 1970 yılları arasında, The Long Walk ve savaş karşıtı romanı Sword in the Darkness adlı distopik romanı hakkında bir taslak yazdı. Ancak o sırada eserlerin hiçbiri yayınlanmadı. Daha sonra sadece The Long Walk 1979 yılında piyasaya sürüldü.

Stephen King’in Yayınlanan İlk Romanı

1973 yılında Stephen King’in romanı Carrie, Doubleday yayınevi tarafından kabul edildi. Carrie, King’in dördüncü romanıydı, ancak yayınlanan ilk romandı. Karısına ait olan taşınabilir bir daktiloda yazılmıştı. Romanın başlangıç hikayesi ise şöyleydi: King, bu romanı Cavalier Magazine için yazılmış bir kısa öykü olarak planlayarak yazmaya başlamıştı, ancak eserini hiç beğenmeyen King ilk üç sayfasını çöp kutusuna attı. Eşi Tabitha King, çöp kutusundan sayfaları bulup hikayeyi bitirmesi için onu cesaretlendirdi ve ona kadın bakış açısıyla yardımcı olacağını söyledi. Eşinin de yanında olmasından aldığı güçle King, tavsiyesine uydu ve onu bir roman haline getirdi.

13 Mayıs 1973’te New American Library, King’in Doubleday ile olan sözleşmesine uygun olarak, ciltsiz kitap haklarını 400.000 $ karşılığında satın aldı. Carrie, King’in kariyerini harekete geçirdi ve Korku türünde önemli bir roman oldu. 1976’da başarılı bir Korku filmi haline getirildi. King’s’ Salem’s Lot 1975’te yayımlandı. Annesinin ölümünden sonra, King ve ailesi, King’in The Shining’i yazdığı Boulder, Colorado’ya taşındı. Aile, 1975’te King’in dördüncü romanı The Stand’ı tamamladığı batı Maine’e döndü. Daha sonra King, Maine Üniversitesi’nde yaratıcı yazarlık öğretmeye başladı.

1982’de Stephen King, King’in ünlü olduğu Korku kurgusundan daha ciddi dramatik bir konuya sahip dört kısa öyküden oluşan Different Seasons’ı yayınladı. Koleksiyonun dört kitabından üçü daha sonra Hollywood filmlerine uyarlandı. İlk olarak Stand by Me (1986), Novella The Body’den uyarlandı. Daha sonra The Shawshank Redemption (1994), Novella Rita Hayworth ve Shawshank Redemption’dan uyarlandı. En son olarak da Apt Pupil (1998) aynı adlı romandan uyarlandı.

1986 yılında Stephen King, Amerika Birleşik Devletleri’nde en çok satan ciltli roman olan It’i yayınladı ve tercihini dile getirdiği bir yıldönümü sayısı olan Batman No. 400’ün girişini yazdı. Bu romanından sonra dünya genelinde de büyük bir üne sahip oldu ve tanınmaya devam etti. Yokluk içinde büyüyen, yine de hayalleri peşinde koşan King sonunda başardı ve dünyaca tanınan bir yazar oldu. Sizlerin de hayallerinizin peşinden vazgeçmeden koşmanız dileğiyle…