Afife Jale, Türkiye’nin İlk Kadın Tiyatro Oyuncusu

Afife Jale’nin Erken Yaşamı

Afife Jale, 1902 yılında Kadıköy, İstanbul, Türkiye’de orta halli bir ailenin 3 çocuğundan biri olarak dünyaya gözlerini açtı. Babasının ismi Hidayet Bey, annesinin ismi ise Methiye Hanım idi. 2 tane üvey kardeşi vardı. İsimleri ise Behiye Hanım ve Salah Bey. Tiyatro tutkusu çok küçük yaşlarında sardı Afife’yi. Tiyatro alanında ilk adımlarını evde üvey kardeşlerine gösteriler yaparak, kısa skeçler oynayarak attı. Buna karşılık babası ve annesi Afife’nin içindeki tiyatro aşkını ve yeteneğini pek anlamlandıramadı.

Gelip geçici bir heves diye düşündüler ve babası Hidayet Bey’in isteği üzerine Afife, İstanbul Kız Sanayi Mektebi’nde eğitimine başladı. Burada eğitim görürken de Afife’nin aklı her zaman tiyatrodaydı. Derslerde dalıp hayaller kurar, bir gün sahneye çıkacağını düşlerdi hep. Fakat Afife’nin denk geldiği dönem ona göre değildi. İleride yoluna taş koyacak bu dönemde Müslüman kadınların herhangi bir sanat gösterisi altında sahneye çıkmaları kesinlikle yasaktı.

Darülbedayi’de 5 Müslüman Kadından Biri Afife!

1918 yılının 27 Ekim gününde İstanbul Belediyesi bünyesinde bir konservatuar açıldı. İsmi de Darülbedayi idi. Darülbedayi, Müslüman olan kadınların sadece kadınlara özel sanat gösterilerinde sahneye çıkabileceğini açıkladı. Bu haberle beraber tiyatro kursu için seçmeler olacağını da duyurdu. Afife bu haberi duyunca katılmayı aklına koydu ve heyecanla seçmelerin olacağı günü bekledi. Bir umut 10 Kasım 1918 tarihinde yapılan bu seçmelere ailesinden habersiz katıldı. Günler sonra sonucu açıklanan seçmelerde, kabul edilen 5 Müslüman kadından biri de Afife’ydi.

Tabii ki Darülbedayi’ye girmek sahneye çıkabilmek anlamına gelmiyordu. Sanatçılar içeride ne kadar kendilerini geliştirirseler o kadar çok sahneye çıkma ihtimalleri artacaktı. Bir süre sonra seçilen 5 Müslüman kadından Behire, Beyza ve Memduha nasıl olsa sahneye çıkamayacaklarını düşünüp okuldan ayrıldılar. 3 kadının ayrılığından sonra Refika ve Afife tutkularının peşinden giderek okula devam ettiler. Bir süre sonra Refika suflör olarak, Afife ise stajyer oyuncu olarak kadroya alındı. 2 yıl boyunca tüm provalara katılan Afife, hiç sahneye çıkamadı.

Tutkusunun Peşinden Tek Başına Giden Güçlü Kadın Afife

Afife’nin tiyatro tutkusunu anlamayan ailesi sürekli karşısında duruyor, onun bu tutkusuna engel oluyorlardı. Babası her gün Afife’ye kızıp sahneye çıkmaya hak kazansa bile çıkamayacağını söylüyordu. Etrafta konuşulmaya başlanan “Hidayet Bey’in kızı Afife’nin sahne tutkusu” dedikoduları bile Hidayet Bey’i aşırı rahatsız ediyor ve sinirlendiriyordu. Hidayet Bey’e göre Müslüman bir kadının sahneye çıkması hiçbir şekilde hoş karşılanamazdı. Kadın kendini bu şekilde sahnede sergileyemezdi, onun kızı asla sergileyemezdi. Bu baskılara dayanamayan Afife annesinin de babasıyla aynı kararda olduğunu anlayınca kavga edip evi terk etti. Evi terk ettiği için Hidayet Bey Afife’yi evlatlıktan reddetti. Bundan sonra yalnızdı ve tutkusunun peşinden gidecekti. Bu hayatta bir parçası olmayı sevdiği tek yer olan tiyatro sanatının peşinden gidecekti.

Afife Jale’nin İlk Sahne Heyecanı: ‘Yamalar’

1920 yılında Darülbedayi, Hüseyin Suat’ın “Yamalar” isimli oyununu sergilemek için provalar yapıyordu. Kadıköy’de bulunan Apollon Tiyatrosu’nda oyunu sergileyecekleri sırada başrol olan Eliza Benemenciyan aniden Paris’e gitmesi gerektiği için sahneye çıkamayacağını bildirdi. Bunun üzerine her provada orda olan stajyer oyuncu Afife, Emel karakterini canlandırmak için role getirildi. Afife’nin heyecanı ve mutluluğu herkes tarafından görülüyordu. Sonunda sahneye çıkacaktı ve hayalleri gerçek olacaktı.

Afife, “Jale” takma ismiyle 22 Nisan 1920’de Apollon Tiyatrosu’nda sahneye çıktı. Böylece sahneye çıkan ilk Türk kadın tiyatro sanatçısı olarak tarihe geçti. Bugünden sonra Afife Jale olarak bilinmeye başladı. Bu tiyatrodan sonra gelen polisler bir daha Müslüman bir kadını sahneye çıkarmamaları için herkesi sert bir şekilde uyardı. Fakat Afife Jale’nin umrunda değildi. O hayallerinin peşinden gitmiş ve gerçekleştirmişti. Durmaya da hiç niyeti yoktu.

İkinci Sahne Heyecanı: ‘Tatlı Sır’

Aradan bir hafta geçti ve Afife tekrar aynı sahnede Reşat Rıdvan Bey’in adapte etmiş olduğu ‘Tatlı Sır’ oyunu ile sahne aldı. Bu sefer polisler oyun esnasında tiyatroyu bastı. Afife’yi tutuklamak istediler ancak aynı tiyatroda yer alan Ermeni asıllı oyuncu Kınar Hanım onu arka kapıdan kaçırdı ve polisin elinden zar zor kurtardı. Tutuklanmayla burun buruna da olsa Afife Jale durmayacaktı. Bu onu hayata bağlayan tek tutkusuydu ve peşinden gidecekti. Sahneye çıkmasının yasak olduğu yüzüne her defasında söylendiğinde o daha da çok hırslanıyordu.

Üçüncü Sahne: ‘Odalık’

Yine durmak bilmeyen Afife Jale bu sefer de Ahmet Nuri’nin adapte etmiş olduğu ‘Odalık’ oyunu ile tekrardan sahne ile buluştu. Oyunun oynandığı esnada yine polisler bir baskın düzenledi. Bu sefer de bir önceki gibi Kınar Hanım Afife’yi kaçırdı. Arka kapıyı değil makine dairesini tercih ettiler ve Afife bir kez daha polislerden kurtulmuş oldu. Afife kurtulmuştu ancak Darülbedayi’nin yöneticileri olan Celal Sahir ve Hüseyin Suat tutuklandı.

1921 yılında Dahiliye Nezareti (İçişleri Bakanlığı) Müslüman kadınların sahneye çıkmasının kanunen yasaklandığına dair 204 sayılı bir bildiri yayınladı. Bunun üzerine çaresiz kalan Darülbedayi, Afife Jale’yi kadrodan çıkarmak zorunda kaldı. Ailesinden uzakta yapayalnız ve o anda da işsiz kalan Afife yıkılmıştı. Kimsesi ve parası yoktu. Onu hayata bağlayan tutkusu da elinden alınmıştı. Şiddetli baş ağrıları çeken Afife, bu ağrılara dayanamaz hale geldi. O zamanlar aşık olduğu Doktor Suat Bey isimli bir adam baş ağrıları geçsin diye ona morfin vermeye başladı. Şiddetli baş ağrılarının tek ilacının morfin olduğunu ve ona çok iyi geldiğini düşünen Afife sıklıkla bu tedaviyi uyguladı. Bir süre sonra morfin bağımlısı oldu.

Burhanettin Tepsi Kumpanyası

Birkaç yıl kendi haline kaldıktan sonra Afife Jale, Burhanettin Tepsi Kumpanyası’na katıldı. Katılır katılmaz da Anadolu turnesine çıktı. Bu sırada Doktor Suat Bey ile olan ilişkileri sonlanmıştı. Ondan geriye sadece morfin bağımlılığı kalmıştı.

Yeni Tiyatro Topluluğu

İstanbul’a döner dönmez Afife Jale, Kadıköy’de bulunan Yeni Tiyatro Topluluğu adı altında tekrar sahne almaya başladı. Fakat morfin bağımlılığı Afife’nin hayatını günden güne daha çok etkileyip kötüleştirmişti. Bu bağımlılığı ve sağlığı yüzünden hayatındaki en büyük tutkusu tiyatroyu bırakmak zorunda kaldı. Tam bu sıralarda Cumhuriyet ilan edildi ve Müslüman kadınların sahneye çıkması artık yasal hale geldi. Ancak Afife Jale’nin sağlığı yeniden sahneye dönmesine izin vermiyordu. Bu durum onu çok daha fazla yıpratıyordu.

Afife’nin Hayatının Şansı, Selahattin Pınar

1928 yılında bir bahar akşamı Afife, Kuşdili Çayırı’na Hafız Burhan’ın konserine gitti. Bu konserde hayatını değiştirecek o adamla tanıştı: Selahattin Pınar. Aralarında ilk andan itibaren bir çekim olduğundan “ilk görüşte aşk” dediler birbirlerine ve 1929’da evlendiler. Daha sonra beraber Fatih’te küçük ama şirin bir eve taşındılar. Selahattin Pınar ile morfin bağımlılığına da karşı gelmeyi başaran Afife Jale; hayatının en mutlu, en huzurlu ve en güvende yıllarını yaşamaya başlamıştı. Fatih’teki o küçücük evde şarkılar söylediler, dans ettiler, müzik dinlediler, oyunlar oynadılar, birbirlerini çok ama çok sevdiler.

Afife’nin eşiyle geçirdiği İlk yılları bu şekilde huzurlu geçerken sahnelere çıkan kadın tiyatro sanatçılarının da sayısı hızla artıyordu. Etraftaki konuşmalar, tiyatro sanatçısı kadınların büyük övgü alması ve hiçbir zorluk çekmeden kadınların sahne almaları… Bunun karşısında Afife’nin tiyatrodan uzak kalması Afife’yi günden güne etkiliyordu. Tiyatrodan uzak kaldığı için mahvolan Afife, tiyatronun boşluğunu tekrar morfinle kapatmaya çalışmaya başladı. Eşi Selahattin Pınar, Afife’nin kendisine bunu yaptığını görünçe çok üzüldü ve ona destek olmak, yanında olmak istedi. Fakat bir süre sonra Afife’nin bağımlılığı çok daha fazla arttı ve Selahattin Pınar bu bağımlılıkla baş edemez oldu. Bu sırada kendisiyle beraber eşini de üzdüğünü ve mahvettiğini gören Afife, eşine kendisinden uzaklaşması için yalvardı. Bu tartışmalardan sonra ayrıldılar.

Afife Jale ve Selahattin Pınar Aşkını Yaşatan Besteler

Aralarında öylesine büyük bir aşk olan Afife ve Selahattin birbirlerini unutamadılar. Selahattin Pınar, Afife ile olan aşkına besteler yazdı: ‘Nereden Sevdim O Zalim Kadını’ ‘Anladım Sevmeyeceksin Beni Nazlı Çiçek’. Fatih’teki evlerini ayırdıktan sonra evsiz kalan Afife Jale; parklarda uyumaya, aşevlerinde beslenmeye başladı. Kulağına bu besteler her dokunduğunda acısını hatırladı, aşkını hatırladı, daha da kahroldu.

Daha sonra Afife’nin hastalığı ona çok büyük zarar vermeye başladı. Hem sokaklarda yatıp kalktığından hem de bağımlılığından bir deri bir kemik kaldı. Bunun üzerine arkadaşlarının da yardımıyla Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları’na yatırıldı. Burada hayatına bir koğuşta devam eden Afife, 1941 yılının 24 Temmuz gününde kimsesiz bir şekilde hayata gözlerini yumdu. 39 yaşında hayatı son bulan Afife Jale, Kızılçeşme Mezarlığı’na defnedildi.

Genç yaşta bu dünyadan kopan Afife Jale, bu hayatta herhangi bir tutkusu olan herkese çok büyük şeyler anlatmış. Yapayalnız kalmış ama yine de pes etmemiş ve başarmış. Tutkularınız hayatınızdaki hedeflerinizin önde gelenlerinden olsun. Siz de isterseniz başarabilirsiniz, isterseniz tutkularınızla yola devam edebilirsiniz. Pes etmeyin, mutlu olun ve sağlıcakla kalın…

Dilerseniz Afife Jale’nin anısına ve adını yıllar boyunca yaşatmak için kurulan Yapı Kredi Afife Tiyatro Ödülleri sitesini de buradan ziyaret edebilirsiniz.

Girişim Haberleri Kimdir?

Girişim Haberleri; Kasım 2020’den beri etkin ve aktif faaliyet gösteren, girişimcilik ekosistemine ait her bir parçaya değer vererek ilerleyen bir haber ve içerik sitesidir. Girişim Haberleri’nin en büyük misyonu, iş dünyasına hükmeden girişim ve yatırım aksiyonlarını inovatif bir ele alış ile bu sistemin parçası olan herkese dağıtmaktır. En büyük amacımız ise, ekosistemin en büyük haber kaynağı ve en çeşitli içerik üreticisi olarak, okurlarımıza yalnızca gelişmeleri iletmek değil, onların da bu gelişmelerin bir parçası olduklarını hissettirmektir. Siz de ekosistemdeki gelişmelerden haberdar olmak istiyorsanız bültenimize abone olabilir, bu ekosistemin bir parçası olarak her gün büyümek ve gelişmek istiyorsanız bizleri sosyal medya hesaplarımızdan takip ederek ailemize katılabilirsiniz.

İlginizi Çekebilecek Diğer Başarı Hikayeleri

12 Yaşında İlk Filmini Yapan Steven Allan Spielberg

2 Yaşında Babasını Kaybeden Stephen King’in Başarı Hikayesi

Henry Ford’un İlham Veren Başarı Hikayesi

Dong Nguyen, Yoksulluk İçinden 50 Bin Dolarlara Flappy Bird Yaratıcısı

Peter Dinklage, Game of Thrones Dizisinin Starı

Burt Munro, 1967’de Kırmış Olduğu Hız Rekoru Hala Geçilemeyen Adam

Chris Gardner, “Umudunu Kaybetme” Filminden Tanıdığımız Adamın Başarı Hikayesi

Albert Einstein’in Başarı Hikayesi

Dilerseniz Girişim Haberleri Instagram hesabına buradan ulaşabilirsiniz.

Dilerseniz Girişim Haberleri Linkedin hesabına buradan ulaşabilirsiniz.

Serra Taş

Müzikten, spordan ve gezmekten keyif alan bir üniversite öğrencisiyim. Her gün yeni bilgiler keşfedip bu bilgileri paylaşmak, farkındalık yaratmak, insanların hayatlarına biraz olsun iyi bir şekilde dokunabilmek ise beni ben yapan motive kaynaklarım.

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published.