13 Soruda Mustafa Çalışkan ve Proje Gezgini

13bilinmeyenler konseptimizin bu haftaki konukları, Proje Gezgini girişiminin kurucusu Mustafa Çalışkan. Mustafa Çalışkan’ın hayatını ve başarılı girişimi Proje Gezgini’ne detaylı incelemeye hazır mısınız? Keyifli okumalar… 

1.Öncelikle biz sizi yakından takip ediyoruz fakat sizi daha iyi tanımak isteyen okurlarımız için bize biraz kendinizden bahsedebilir misiniz? Mustafa Çalışkan Kimdir?

En genel pencereden kendimi her zaman Türkiye’deki –belki de bu yazıyı okuyan gençler- gençlerden birisi olarak niteliyorum. Çünkü ben de Türkiye’deki eğitim sistemiyle, Türkiye’deki kültürle yani hepimizin içinde bulunduğu ortamla yetiştim ancak tam bu noktada birçok genç arkadaşımdan farklı olarak; emek ortaya koymayı kendime kural olarak belirledim ve bu kuralı hiçbir zaman terk etmemeye çalıştım. 2015 yılında Turizm Otelcilik Lisesi, Aşçılık bölümü okurken ilk kez yurt dışına çıktım ve Erasmus+ kapsamında gerçekleştirilen bir projede yer alarak hayatımda profesyonel olarak nerede olmak istediğime net şekilde karar verdim. 2015 yılında İspanya’ya gittim ve orada 3 ay kalarak bir staj gerçekleştirdim.

Daha sonrasında ise Sakarya Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi bölümünde lisans eğitimime başladım. Üniversite hayatımda ise sivil toplum çalışmalarım daha da hızlı. Üniversitenin sonlarında doğru 2019’da Orenda Derneği’ni sonrasında da 2021 yılında da Pay Gençlik Derneği’ni çeşitli alanlarda uzman arkadaşlarımla beraber gençlerin gençler eliyle kalkınması düşüncesiyle kurduk ve Orenda’nın kuruluşundan bu yana aktif olarak Avrupa Birliği projeleri ve yerel projelerle ilgilenmeye başladım. Projeler sayesinde 12 farklı Avrupa ülkesinde bulundum, sosyal çalışmalar gerçekleştirdim ve gerçekleştirmeye de devam ediyorum. Bundan sonra da uzunca yıllar bu alanda olacağımı düşünüyor, ona göre planlarımı kurguluyorum.

Bu sosyal ve aktif kişiliğin arkasında tabii bir de resmi işler yapan bir Proje Gezgini var. O Proje Gezgini ise şu anda Ankara Valiliği Avrupa Birliği ve Dış İlişkiler Bürosu’nda görev alıyor. Aynı zamanda, Ankara’daki 3 farklı derneğin 4 farklı European Solidarity Corps (ESC) projesi kapsamında Türkiye’ye Avrupa’dan gelen gönüllü gençlere mentorluk yapıyor.

2.Bu konuda fikrinizi alamadan geçemeyeceğiz. Girişimcilik Mustafa Çalışkan için ne ifade ediyor?

Girişimcilik kelimesinin benim nezdimde 2 anlamı var. Emek ve cesaret. Eğer cesaretiniz yoksa ki cesaret kazanmak en kolayı emek de vermeniz kesinlikle gerekiyor. Emeksiz cesaret veya cesaretsiz emek bence girişimcilik için bir anlam ifade etmeyecektir. Girişimciliğin temeli bence budur. Çünkü ben bugüne kadar ne kadar girişim gerçekleştirdiysem cesaret ve emek ortaya koymadan hareket etmedim. Her zaman her şeyi yapmak için cesarete sahip olduğumu düşünüyorum ancak bu cesaretin deli cesareti olmamasına da dikkat etmek istiyorum çünkü halihazırda sahip olduğum şeylerin verdiği yoğunluklardan yeni bir fikre gerçekten emek verebilecek miyim diye soruyorum kendime eğer cevap hayırsa bu deli cesaretidir ve başarısızlığı beraberinde getirir benim için.

Ek olarak, girişimcilik dendiği zaman herkesin aklına böyle başarılar, harika şeyler geliyor ancak bir an için hayal edelim siz her gün evinizden dışarı çıkıyorsunuz ve akşam o gün içinde harika şeyler başarmış bir halde geri eve geliyorsunuz. Yani sizce bu mümkün olabilir mi? Yılın her günü yani 365 gün yeni başarılar, harika hikayeler elde ediyorsunuz. Bunun çok mantıklı olduğunu düşünmüyorum. Ben de dahil olmak üzere herkes belki de o koskoca 1 yıl içinde sadece bir gün bir şey başarıyor ve o geriye kalan tüm 364 günü unutuyoruz. Herkes sonrasında sizin sadece başarılarınızı görüyor ve tebrikler, alkışlar yığılıyor… Bundan asla şikayet etmiyorum ancak benim de, herkesin de birçok başarısızlığı var ve benim nezdimde bunlar da gurur duyabileceğimiz, girişim olarak sayabileceğimiz adımlardır.

3.Sosyal medya bildiğimiz üzere karmaşık ve dinamiği her gün değişen bir mecra. Sizce bir sosyal medya girişimcisinde olmazsa olmaz olan özellik nedir?

Söylediğiniz gibi her gün dinamiği değişen bir ortam sosyal medya. Yani bu dinamiği takip etmeniz için aslında iyi bir sosyal medya kullanıcısı olmanız ve sosyal medyadaki boşlukları iyi görebilmeniz gerekiyor. Şu anda sosyal medya girişimcisi olarak birçok kişi hemen bir isim bulup hesap açıyor ve bir süre sonra hesap büyümüyor, kişi de doğal olarak pes ediyor. Bu sebeple bir sosyal medya girişimcisi öncelikle sosyal medyayı iyi analiz etmeli, ihtiyaçları iyi görmeli ve buna yönelik sürdürülebilir şekilde planlama yapmalıdır. Yani bir sosyal medya girişimcisi her şeyden önce iyi bir izleyici ve planlamacı olmalıdır.

4.Özellikle Proje Gezgini’ni göz önüne aldığımızda, sürekli projelerle gezmek yorucu bir iş gibi gözüküyor. İşinizi çok sevdiğinize eminiz çünkü bizce bu işin sevmeden böyle güzel bir şekilde yapılması çok zor. Bizim merak ettiğimiz, bu yoğun hayatınızda herhangi bir rutininiz var mı? Varsa bu rutinin iş hayatınıza ve günlük yaşamınıza nasıl bir yararı oluyor?

Sürekli projelerde olmak, sürekli seyahat etmek dışarıdan çok zevkli gibi görünüyor çünkü aslında sosyal medyada işin bu boyutu çok dikkat çekiyor. Ancak arka planda bilgisayar başında proje yazacağız veya proje işlemlerini yürüteceğiz diye sabahladığımız geceler de var. Yani her güzel işin arkasında tabii ki mutlaka zorluklar da var. Bu kadar yoğun bir çalışma temposu içerisinde tabii ki özel hayatımız ve kendimize ayıracağımız vakitler de olmalı. Ben de bunun ayrımını yapmakta bazen başarılı olamasam da mutlaka sadece kendimi dinlediğim, kendime vakit ayırdığım tabir yerindeyse ‘hiçbir şey’ yapmadığım rutin günlerim var. Ben buna aslında kişisel detoks diyorum. Tabii ki ilgilendiğim hobi alanları da var ancak maalesef bunlara çok fazla vakit ayıramıyorum. Dürüst olmak gerekirse bununla alakalı güzel bir programlama yapmam gerekiyor.

5.Aktif ve etkili bir planlamacı olmak, takipçilerinize birçok fırsat sunmak birçok insanı zorlayabilecek bir yolculuk. Motivasyonunuzun düştüğü anlarda yeniden nasıl toparlanıyorsunuz? Sizi motive eden özel bir şey var mı?

Motivasyonumu kaybettiğim veya gerçekten yorulduğum bir noktada istekli, motivasyona sahip bir genç arkadaşımızdan hesabıma gelen heyecan dolu mesaj beni kendime getiriyor ve tekrardan motivasyonumu sağlamış oluyorum. Özellikle üniversitelerimizde gerçekleştirdiğim konferanslarda genç arkadaşlarımızın yüzündeki motive ve enerji de paha biçilemez motivasyon kaynaklarımdan bir tanesi. Yani aslında en temel motivasyon kaynağım gençlerin bir şeyler yapma isteğidir diyebilirim. Çünkü bir genç bir şeyi öğrenmiş, duymuş ve bir şeyler yapmak istiyor ama rehberliğe ihtiyaç duyuyor ve size geliyor. Bundan daha güzel bir şey olamaz diye düşünüyorum. Bu sebeple belki de şu an birçok projede yabancılara mentorluk, rehberlik yapıyorum; desteğe ihtiyacı olan grupları destekliyorum.

Yani gençlerin motivasyonu benim motivasyon kaynağım. Ayrıca, bir başarı elde ettiğim zaman, bu başarı benim için bir kamçıya dönüşüyor ve daha çok başarı için motivasyon kazanıyorum.

6.Bu noktaya kadar gelebilmenizi sağlayan en önemli özelliğiniz, güçlü yönünüz sizce nedir? Kendinizde zayıf bulduğunuz yönler nelerdir?

Her zaman içimde olan bir düşünceyi Bilim İnsanı Aziz Sancar geçen yıllarda dile getirdi ve sonrasında bu düşünce biraz daha herkesçe bilinir oldu. Aziz Sancar, zekaya inanmadığını ve bizi birbirimizden ayıran en güçlü şeyin emek olduğunu söyledi. Ben de aynı şekilde düşünüyorum. Bugüne kadar da hep öyle düşündüm. Biz hepimiz özellikle gençler aşırı zekiyiz ancak emek vermiyoruz. Emek ortaya koyarken çok çabuk pes ediyoruz. En güçlü özelliklerim çabuk pes etmemek, emek ortaya koyabilmek ve hırslı olmak diyebilirim. Ancak tabii ki bu özellikleri de çok fazla aşırıya kaçırmadan doğru kullanmak çok önemli.

Konferanslarımda özellikle katılımcılara özelliklerini soruyorum ve hiç kimse zayıf özelliğini söylemiyor, hep iyi özellikler söyleniyor ancak zayıf özellikleri paylaşabilmek de çok önemli bence 🙂 Bazı zamanlar her şeyin anında olmasını ve her şeyi aynı anda başarmayı istiyorum. Yani çok sabırsızlık yapıyorum ve kendimi olması gerekenden daha fazla yoruyorum. Bu sebeple bu sabırsız yönümün beni çok yorduğunu düşünüyorum. Umarım bu yönümü de daha iyi kontrol edebilecek yolları bulabilirim.

7.Proje Gezgini olarak, bu sayfayı açmadan önce nasıl bu fikir aklınıza geldi? Oldukça yaratıcı, faydalı ve etkili bir sayfasınız. Bu yolda herhangi bir idolünüz var mı? Veya bir hayat felsefeniz?

Öncelikle güzel sözleriniz için teşekkür ederim. Hesabımı açmadan önce projelerde çok kez yer aldım, yurt dışına çok kez çıktım ve her zaman şahsi hesabımdan yurt dışındaki anlarımı, gezdiğim yerleri, projeleri paylaşıyordum. Birçok arkadaşım ‘ya nasıl oluyor bu?’, ‘Biz nasıl yararlanabiliriz?’ şeklinden mesajlar yolluyordu. Zaman geçtikçe mesajların sayısı da arttı tabii ve ben acaba böyle bir hesap mı açsam diye düşünmeye, sosyal medyada bu alanda kimler var,  neler yapıyorlar diye incelemeye başladım.

Uzun bir süre inceleme ve takipten sonra eksikleri iyi analiz ederek 2019 Ekim’inde uzun süreli bir proje için İtalya’ya gitmeden 3 gün önce hesabımı kurdum. İlk başlarda hesabım yavaş yavaş büyürken, 3-4 ay sonrasında paylaşımların artık rayına oturması, hesabın daha çok dikkat çekici hale gelmesiyle birden hızlı büyümeye başladı. Şu anda da zaten 12 bini aşkın (%90’ı genç) bir aile haline geldik.

Hesabımda, gerçekte neyi düşünüyorsam ve ne yapıyorsam onu paylaşmayı yani şeffaf olmayı ve bilgiyi en açıklıkla paylaşmayı felsefe edindim. Yeni bir bilgi mi öğrendim hop hemen hesabımda da ilgi çekici şekilde gençlerle paylaşıyorum. Çünkü ben, en başta da söylediğim gibi gençlerin gençler eliyle kalkınması idealine çok inanan bir gencim. Hayat felsefem ve düşünce tarzım da tabii ki hesabın ana felsefesi haline geldi.

8.Hayatınız boyunca iş hayatınızda hiç pes edip vazgeçtiğiniz oldu mu? Varsa hayatınızda en zorlandığınız anı, bu krizden nasıl çıktığınızı anlatabilir misiniz?

Olmaz olur mu hiç Benim ailem uzun yıllardır ticaretle uğraşıyor ve bende de doğal olarak ticarete dair bir ilgi, alaka var ancak gel gelelim ki ben saf ticari amaçlarla yapılan şeylerde bir süre sonra başarılı olamıyorum. O sebeple şirket kurmak istedim ve birkaç şirkete ortak olmak için çalışmalar yaptım, teklifler aldım bunlar için de çokça emek harcadım neredeyse 1 yıla yakın zamanımı verdim ancak istediğim, hayal ettiğim, mutlu olduğum yerin orası olmadığını fark ederek ticari çalışmalardan vazgeçtim. Şu an yaptığım gibi sivil toplum-kamu iş birliği sağlayarak yöneticilik yapmaktan ve sosyal sorumluluk kurumlarında yönetici olmaktan mutluyum.

Krizlerden kurtuluşumu kendimi çok iyi tanımama bağlıyorum. Temiz bir zihin ve net düşüncelerle kendime baktığımda memnun olmadığımı ve nerede nasıl mutlu olabileceğimi biliyorum. Yeteneklerim, özelliklerim, isteklerim doğrultusunda değişimi de kolayca gerçekleştiriyorum. Proje mantığında düşünüyorum demiştim. Artık her adımımı böyle şekillendirdiğim için yola çıkarken olası riskleri ve krizleri de hesaplıyorum; çözüm yollarını belirliyorum ve aksiyon anında bu riskler, krizler ortaya çıkınca müdahale etmesi çok kolay oluyor. Mutlaka bu satırları okuyanlar da kendileri için, yapmak istedikleri şeyler için riskleri en baştan ölçsünler.

9.Proje Gezgini kuruldu ve hızla büyüdü. Eğitimlere katıldınız, projelerle kendinizi öne çıkardınız ve en çok da samimiyetiniz takipçilerinizi size çekti belki de. Kendinizi en başarılı hissettiğiniz, kendinizle gurur duyduğunuz anı bizimle paylaşır mısınız?

Her yeni bir başarı kazandığımda kendimi çok heyecanlı ve gururlu hissediyorum. En başarılı hissettiğim anların arasında Türkiye’den 650 kişinin başvurduğu bir projeye tek başıma seçildiğimi öğrendiğim an ve ilk konferansım için Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi’nde sahneye çıktığım an diyebilirim. Çünkü şöyle düşünün, sahnedesiniz ilk konferansınız ve karşınızda belki de sizinle aynı yaşta yaklaşık 200 genç var ve sizin anlatacaklarınızı can kulağıyla dinlemeye hazırlar. Bu çok güzel bir histi. O yüzden ilkler unutulmaz diyerek Zonguldak’ın bende ayrı bir yeri olduğunu da söylemek istedim 🙂

10.Instagram sayfanız olan Proje Gezgini’ni de severek yakından takip ediyoruz tabii ki. Bu güzel fikriniz için ve herkese umut olduğunuz için size teşekkür ederiz. Okurlarımızın da daha iyi bilgi sahibi olabilmesi için, Proje Gezgini nedir ve sizin için ne anlam ifade ediyor? Biraz bahseder misiniz?

Proje Gezgini, gençlere ve bireylere bilmedikleri veya yanlış-eksik bildikleri fırsatları en doğru şekilde aktarmak için oluşturulmuş bir girişimdir. Bu hesapta sadece salt bilgi değil, benim de deneyimlerimin paylaşımı var. Yani bilgiyi paylaşırken; bu fırsatları kullanan, bu fırsatlarla gerçekten bir şeyler yapılabildiğini gösteren bir hesap. Çünkü bana gelen mesajlarda hep ‘Ya bu fırsatlardan yararlanmak çok zor.’ ‘Bu fırsatlara erişim çok zor.’ gibi mesajlar geliyor. Bu mesajlara en güzel cevabı da kendi deneyimlerimi paylaşarak veriyorum.

Ek olarak, Erasmus+ ve diğer yurt dışı fırsatları ile ilgili dijital ortamlarda çok fazla parça parça bilgiler var ve bu bilgiler gençlerin kafasını karıştırıyor. Proje Gezgini olabildiğince kafa karıştırmadan, bilgileri derli toplu olarak paylaşmaya çalışan bir hesap. Proje Gezgini benim için ufak bir bebek, bir bebeğe nasıl bakılıyorsa ben de hesabıma ilk günden bu yana aynı bakış açısıyla bakıyorum ancak şu an bebek büyüyor ve çok geniş bir aile oluşturuyor. Bu ailenin oluşmasına bir nebze de katkıda bulunmak beni çok mutlu ediyor.

11.Hızla büyüyen ve daha büyük kitlelere ulaşmaya başlayan Proje Gezgini’nin ilerideki hedefi nedir? Herhangi bir planınız var mı?

Tabii ki yani hesabımı sürekli nasıl geliştiririm ve nasıl daha çok gence ulaşırım diye planlar yapıyorum. Bu planlar doğrultusunda geçtiğimiz aylarda üniversitelerdeki öğrenci topluluklarımızla etkinlikler yaptık. Yaklaşık her 2 günde bir toplamda 30-35 gün fırsatları anlattım, gençleri bilgilendirerek Türkiye’nin her yerindeki gençlere fırsatları dilim döndüğünce ulaştırmaya çalıştım. Gelecekte de özellikle pandeminin bitmesiyle daha büyük yüz yüze toplantılar ve çalışmalar da gerçekleştirmeyi planlıyorum. Böylelikle Proje Gezgini, sadece kendine değil; tüm herkese Proje Gezgini olabilme özelliğini anlatacak.

12.Sosyal medyayı sürekli kontrol etmek gerçekten çok zor ve zahmetli bir iş. Sizin bu işin altından çok güzel kalktığınızı görüyoruz. Sizi örnek alan okuyucularımız için veya Proje Gezgini gibi bir hesabı olanlar için ne tavsiye edersiniz? Yapmaları veya yapmamaları gereken önemli bir şey var mı?

Proje Gezgini olmak tabii ki sadece bana özgü bir şey değil. Tüm gençler, tüm arkadaşlarımız da birer Proje Gezgini olabilir. Ben her yüz yüze etkinliklerimden sonra katılımcı arkadaşlara Proje Gezgini bilekleri dağıtıyorum ve dağıtırken arkadaşlara bileklikleri kolunuzda her gördüğünüzde kendinizi de birer Proje Gezgini olarak düşünün ve harekete geçin diyorum. Sosyal medyada girişim yapmak isteyen arkadaşlarıma en büyük önerim şu olacaktır:

Kendinizi iyi tanıyın. Kendinizi olumlu-olumsuz noktalarınızla tanıdığınızda ve yeteneklerinizi net olarak bildiğinizde gerisi kolay olacaktır. Yani kendinize bir SWOT analizi yapın, bu analizden sonra hangi konu başlıklarında çalışabileceğinizi ve sosyal medyanın buna ihtiyacı olup olmadığını düşünün. Projelerle çok uğraştığım için artık her şeye bir proje mantığıyla bakıyorum, tüm herkese de attığı adımlara proje mantığıyla bakmasını öneriyorum. Sosyal medya hesabı kurduktan sonra eğer bir ay sonra canınız sıkılacaksa, bir içerik planlaması yapamayacaksanız boş yere bence vaktinizi kaybetmeyin. Herkes influencer olacak veya sosyal medyada büyüyecek diye bir şart yok, belki sizin içinizde de çok başka güzel yetenekler var ve başkalarının başarılı olamayacağı alanlarda başarılı olacaksınızdır.

13.Son olarak bu röportaj için ve değerli vaktinizi ayırdığınız için tekrar teşekkür ediyoruz. Girişimci adaylarına veya girişimcilere söylemek istediğiniz bir şey var mı? Ve ayrıca eklemek istediğiniz bir şey var mı?

Asıl ben röportaj teklifiniz için teşekkür ederim. Diğer sorularda da üstüne basa basa söylediğim gibi girişimci adayları mutlaka kendini çok iyi tanımalı. Kendini eksiğiyle, yanlışıyla, doğrusuyla, yeteneğiyle tanımayan bir kişi girişimcilik değil, proje katılımcısı olmak için başvurularında bile başarılı olamaz. Bunu yaptıktan sonra planlarınızı oluşturun ve planlarınıza sadık olarak çok emek verin. Gerekirse gece az uyuyun ama çok iş yapın. Çevrenizdeki gereksiz eleştirileri göz ardı edin ama bakın burada gereksiz diyorum çünkü yapıcı ve doğru eleştirileri de kaçırmamak gerekiyor. Söyleyeceğim 4 şey naçizane sizin için temel olsun: ‘Kendini Tanı-Planını Kur-Payına Düşeni Yap-Ekibe Önem Ver’

***Ekibiniz hakkında birkaç cümle söylemek ister misiniz?

Proje Gezgini tarafında bir ekibim yok, çalışmaları kendim gerçekleştiriyorum. Ancak PAY Gençlik Derneği tarafında harika ekip arkadaşlarım var. Bu ekip arkadaşlarımın hepsi farklı farklı alanlarda profesyonel uzmanlıklara sahip kişiler. Çok geniş yelpazede uzman harika bir ekiple çalışıyorum. Hepsine buradan iyi ki varsınız demek istiyorum.

Mustafa Çalışkan’ın Instagram hesabına buradan ulaşabilirsiniz.

Mustafa Çalışkan’ın Linkedin hesabına buradan ulaşabilirsiniz.

Proje Gezgini Instagram hesabına buradan ulaşabilirsiniz.

PAY Gençlik Derneği’nin Instagram hesabına buradan ulaşabilirsiniz.

Bu röportaj için Girişim Haberleri ailesi olarak Mustafa Çalışkan’a çok teşekkür ederiz.

İlginizi Çekebilecek Diğer 13ilinmeyenler Röportajlarımız

13 Soruda Çiğdem Sezer ve Çiğdem Sezer Akademi 

13 Soruda Emirhan Kabakçı ve Eka Dijital Ajans

13 Soruda Zeynep Dereli ve Tink

13 Soruda İlker Vardarlı ve Arkerobox

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published.