Evrenimizin El Feneri Teleskop

Teleskop denince akla ilk gelen genelde destek ayakları üstünde duran, mercekler yardımıyla gökyüzüne baktığımız ince uzun bir tüp ya da gözlemevlerinde bulunana etrafında birçok aygıta sahip anlam vermediğimiz cihazlar akla gelir.

Teleskop

Bilinenin aksine bu cihazlar tek bir mekaniğe dayanmayan birçok farklı çeşidi olan bir gözlem cihazıdır. Bu cihazların iki temel amacı vardır ilki gökcisimlerini büyütmek ikincisi daha fazla ışık toplamaktır. Bir gözlem cihazının gücü yalnızca büyütme kabiliyetine bağlı değildir aynı zamanda ışık toplama kapasitesi de bağlıdır. Işık toplama kapasitesi uzayın en karanlık yerlerindeki cisimleri görmemizi kolaylaştırır.

Bu cihazlar yapı olarak objektif, oküler ve bu mercekleri muhafaza eden bir tüpten meydana gelmiştir. Objektif cinsine göre iki tür teleskop vardır. Uzaydan gelen ışıklar cihaz içinde bir aynaya çarpıp, prizmadan geçtikten sonra göze geliyorsa bu türe yansıtıcı teleskop denir. Uzaydan gelen ışıklar merceklerden doğrudan geçip göze geliyorsa bu türe de kırıcı teleskop adı verilir.

Newton’un aynalı teleskopu

Teleskop

Isaac Newton’un tasarlamış olduğu sistem şöyledir; borunun aşağı tarafında bir içbükey objektif aynası bulunur. Bu ayna ışığı kırar ve borunun başlangıç kısmındaki herhangi bir odak noktasında toplar. Bir düz ayna 45 derecelik bir açıyla odağın ön tarafına yerleştirilmiştir. Bu ayna görüntüyü gözetleme deliğindeki mercek üzerine yansıtır.

Cassegrain aynalı teleskopu

Coude aynalı teleskopu

Bu sistemde ışık Newton modelindekinden daha fazla bir uzaklık kat eder. Guilliame cassegrain ışık demetini kendi üzerine katlama tekniğini kullanır. Böylece ışığın kendini bir noktada toplamasına gerek kalmaz. Bu sistemde apertürün merkezinde de bir delik bulunmakta. Işık sisteme girdikten sonra objektif tarafından odak noktasının önündeki aynaya düşürülür. Bu ayna görüntüyü apertürün merkezinde bulunan delikten geçirecek şekilde yansıtır ve objektifin arkasında bulunan gözetleme kısmının merceği üzerine gönderir.

Coude aynalı teleskopu

Bu tasarım Cassegrain’in cihazına bir ayna daha ekleyerek yapılmıştır. Amaç; çok daha uzun bir odak uzaklığı elde etmektir. Yine objektifdeki deliğin önüne konan bu ayna ışığı kırıp cihazın altında bulunan gözetleme bölümündeki mercek üzerine düşmesini sağlar.

Katadyoftrik (hem aynalı hem mercekli) sistemler

Aynalı ve mercekli gözlem cihazları gökyüzünün iyi incelenmesi adına tek başlarına yeterli değildir. Mercekli cihazlar büyük bir alanı gösterebilir fakat gece görüşlerini o kadar da iyi yansıtamaz. Gece çekilen fotoğraflar genelde çok karanlıktır. Aynalı cihazlar ise renk hataları yapmamalarına karşın gösterebildikleri alan sınırlıdır. Bu sebeplerden dolayı hem ayna hem mercek bulunduran katadyoftrik sistem oluşturulmuştur. Schmidt gözlemci bu özelliğe sahip olarak yıldızların, meteor ve benzerlerinin incelenmesinde oldukça faydalı bir sistemdir.

Radyo teleskopları

Teleskop

Radyo teleskopları, yapı itibarıyla optik gözlemcilere benzer. Uzaydan gelen elektromanyetik yayınları alabilmek için 100 metre çapında antenler kullanılır. Anten, ışığın ayna vasıtasıyla odaklanması biçiminde elektromanyetik yayını, odakları ve çok hassas radyo alıcılarında yükseltilerek incelenmesine imkan tanır. Ayrıca ilk çekilen kara delik fotoğrafı bu tip 8 tane gözlemcinin tek bir cihazmış gibi çalıştırılmasıyla elde edildi. Bu projenin genel adı Event Horizon Teleskopu olarak adlandırlır.

Uzay teleskopları

1983 sonlarında uzay bilim adamları uzun mesafeleri daha hassas görebilmek için çok maksatlı uzay gözlemcisini dünya etrafındaki yörüngesine oturttular. Uzay teleskopu, ışığı toparlayan 2,4 metre boyunda Cassegrain reflektörü yardımıyla ultraviole astronomisine farklı bir soluk kazandırmıştır.

Hubble Uzay Teleskopu(HUT)

Teleskop

İnsanlar tarafından en çok bilinen HUT‘dur. 1990 yılında yörüngeye gönderilmiştir. İlk uzay teleskopu olmamasına rağmen en büyüklerindendir ve birçok artı özelliğe sahiptir. 1990’da yörüngeye yerleştirildikten sonra bilim insanları ana aynanın teleskobun çalışmalarını kısıtlayacak şekilde yanlış yerleştirildiğini tespit etti. 1993 yılında bir uzay mekiği yolculuğunda bu sorun giderildi.

Washington’da Carnegie Enstitüsü’ndeki astronom Scott Sheppard, tarafından keşfedilen “FarFarOut” dünyanın en güçlü ve geniş açılı gözlemcilerin bazılarıyla  gece gökyüzünü düzenli olarak taramaları sayesinde oldu. Bu araştırmalar neticesinde, Güneş’ten 9 milyar kilometre uzaktaki “FarFarOut” olarak adlandırılan nesneyi netleştirdiler.

Gelişen teknolojiyle birlikte belki de teleskoplar başka evrenlerdeki yaşamları gözlemleyecek seviyeye gelecek ve evreni tıpkı bir el feneri gibi aydınlatmaya devam edecek.

İlham Almaya Devam Edin

Xiaomi Akıllı Gözlükler Gelecekte Telefonların Yerini Almayı Hedefliyor

OTO, Sarılıyormuşsunuz Hissi Veren Koltuk

Harcamalarınızın Nasıl Ses Çıkardığını Duymak İster Misiniz?

Adidas’tan Kadınlara Özel Reklam Havuzu

WALTY, Bitkileri Sulayan Akıllı Saksı

IKEA YENİLENEBİLİR ENERJİ ÜRETİP SATMAYA BAŞLIYOR

Roadfix: Portatif Yol Yama Aracı

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published.