13 Soruda Abdülkadir Koçer – Ahmet Unat ve Bullbeez

13 Soruda Abdülkadir Koçer - Ahmet Unat ve Bullbeez

Bu ay 13ilinmeyenler köşemizde konuklarımız; değerli girişimleri Bullbeez’le Abdülkadir Koçer ve Ahmet Unat. Keyifli okumalar!

13 Soruda Abdülkadir Koçer - Ahmet Unat ve Bullbeez

1) Biz sizi çok yakından takip ediyoruz, fakat sizi daha yakından tanımak isteyen okurlarımız için bize biraz kendinizden ve girişimcilik öykünüzden bahsedebilir misiniz?

Abdulkadir: Koç Üniversitesi Makine Mühendisliği mezunuyum. Gaziantepliyim, Sanayici ve tüccar bir ailede büyüdüm ve hayatımın her zaman bir köşesinde girişimciliğe şahit oldum. Küçüklükten beri hemen hemen her yaz iş yerinde geçti. Böyle bir kültürden sonra üniversitede boş duramadım fakat girişimcilik nedir bilmiyordum. Önce bir arkadaşımla deri tablet ve telefon kılıfı ürettirip sattık daha sonra desenli pamuk eldiven yapmaya çalıştım derken rota teknolojiyle kesişti. Bizim ilk başarısız girişimimiz Bullbeez’di daha sonra araya 2 girişim daha sığdırdık ve daha tecrübeli bir hal ile 1,5 sene önce Bullbeez’i tekrar kurduk.

Ahmet: Koç Üniversitesi Hukuk fakültesindeyim. Son senem kısmetse 😊. Gaziantep’te doğdum. Sanayici bir ailede büyüdüm. Zaten Abdulkadir’in de bahsettiği gibi Gaziantep’te sanayici bir ailede doğduysanız iş ve çalışmak küçük yaştan beri hayatınızın içinde oluyor. Ailede babamın daha genç yaşta yaşadığı girişimcilik hikayeleri ile büyüdüm. Bunun doğal sonucu olarak da üniversiteye başlar başlamaz kendimi bu dünyaya atmaya çalıştım. İlk başlarda daha geleneksel ürünler satmaya ve işler yapmaya çalışırken Abdlkadirle Bullbeez’e başladığımızda aslında girişimciliğin evrildiği yeri öğrendim. Bullbeez’de ilk başarısızlığımızdan sonra diğer girişimlerde tecrübe kazanıp tekrardan Bullbeez kurduk.

2) Bizler de Bullbeez’i severek kullanıyoruz ama bir de detaylarını sizlerden duymak istiyoruz. Bullbeez’in amacı nedir?

Abdülkadir: Girişim ekosistemi çok hassas ve pamuklara sarılması gereken bir topluluk. Şu an hali hazırda ülkemizde çok parçalanmış ve Maslak-Levent hattına sıkıştırılmış bir ekosistem yapısı var. Çoğu ekosistem üyesi arasında iletişim kopukluğu var. Bu engellerin kalkması gerekliydi ve Anadolu’nun ayağa kalkması şarttı. Biz de engelleri kaldıran herkesin sesini duyurabilmesini sağlayan bir platform oluşturduk. Ulaşmak istediğimiz yer ise bir girişimcinin baştan sona tüm sürecinde Bullbeez katkısı sunabilmek.

Ahmet: Esas varmak istediğimiz nokta bir fikri olan kişinin onu işe dönüştürürken bütün adımlarda Bullbeez’i kullanması. Ekosistemi platformumuzda toplamak da bunun için çok değerli. Türkiye’de azınlık bir kısım girişimciliğin ne olduğunu ve nasıl ilerlemesi gerektiğini çok iyi bilirken büyük bir kısımının konuya dair bir fikri yok. Dijital bir platformda bunun toplanmasıyla bilgi eksikliğinin kümülatif bilgi ve etkileşimle düzeleceğine inanıyoruz.

13 Soruda Abdülkadir Koçer - Ahmet Unat ve Bullbeez

3)Bildiğiniz ve gözlemlediğiniz gibi girişimcilik dünyasında emin adımlarla yürümek olmazsa olmaz. Sizler için bunu sağlayan motivasyon nedir?

Abdülkadir: Disiplin. Yol üzerinde çok fazla dikkatimiz dağılıyor. Uzun süre para kazanamamak, bazen denenmemişi yapmak, sürekli eleştiriler altında kalmak, ürünü çıkarmak, ürünü markete uydurmak ve daha sıralanabilecek onlarca olumsuzluk var. Güçlü bir irade şart, bu noktada ortaklı girişimler daha avantajlı oluyor. Biri düşerken birinin kaldırması önemli. Ne olursa olsun her şey kaybedilse bile ayakta kalmanın tek yolu disiplin.

Ahmet: Değişim. Dünya ve insanlık sürekli değişiyor ve gelişiyor. Girişimcilik buna uyum sağlamanın ve ilerlemenin en etkili belki de tek yolu. Son 20 senede dünyayı değiştiren ve geliştiren olgularının büyük çoğunluğu girişimler ve girişimciler. Bu ilerlemenin bir parçası olmak veya katkıda bulunanlardan olmak, engeller ve zorluklarla mücadele ederken güçlü bir motivasyon oluyor.

4) Hikayelerinizi incelediğimde kurumsal hayatı deneyimlediğinizi görüyorum. Peki, sizlere hangi nokta; kurumsal hayatın akışına dur demeye karar verip girişimcilik dünyasında olmaya evet’ dedirtti?

Abdülkadir: Girişimcilik kana bir kere girince ne kadar başarısız olunursa olunsun bir daha insan o karakterden çıkamıyor. Hayal kuran insanlarız, hayallerimiz konusunda hassas insanlarız. Bullbeez de aynı şekilde bizi yansıtıyor. Bir misyonumuz var ve bu misyon para kazanmak değil, bir şeylere dokunabilmek ve öncü olmak. Kurumsal hayatın doğrusal ilerlemesi içerisinde yaşamak beni hiç tatmin etmedi ve edeceğini de düşünmüyorum.

Ahmet: Üniversiteden 4 arkadaşımla otururken iş hayatları hakkında konuşuyorlardı. Harcadıkları emekleri ve aldıkları karşılığı görünce asla o hayatta barınamayacağımı anladım. Girişimci olmak daha çok çalışmayı ve emeği istiyor ama karşılığında aldığınız ödül sadece maddi değil. Yaptıklarınızla gerçekten hayata dokunabiliyorsunuz. Topluma bir katkı sağlayabiliyorsunuz. En önemlisi de bir fikri, hayali gerçeğe dökme keyfini yaşıyorsunuz. Kurumsal hayat daha tekdüze ve ilerlemeye açık değil. Bundan dolayı herhalde girişim dünyasında kalmaya devam 😊.

5) Peki girişimcilikten sonra rutinleriniz nasıl değişti? Yeni girişimcilere hayatınızda neleri görmeye hazır olun dersiniz?

Abdülkadir: Uyku ve sosyal hayatlarını bir kenara atabilirler. Hala okuyorlarsa notları da muhtemelen düşecek. En problemli durum dengesiz hayat yaşantısı olması. Bazen 3 gün hiçbir şey yapmazken bazen 1 günde 18 saat çalışabiliyorsunuz. Belli bir seviyeye kadar rutin kesinlikle yok. Bazen sabah erken başlayan iş bazen akşam başlayıp sabaha karşı bitiyor. Yakınlarınız size karşı çok acımasız olabilirler, yoğunluktan dolayı onları ihmal edeceksiniz ve ortaya bir şey çıkana kadar verdiğiniz emeğe değer verilmeyecek. Ama bu kadar olumsuz durum o kadar keyifli ki bunu okuyan girişimci arkadaşlarım çok iyi anlayacaktır beni. En önemli nokta bu durumun külfet değil keyif veriyor olması. İşler bittiğinde ve mola verdiğimde mutlu değil mutsuz oluyorum genelde

Ahmet: Sabah uyandığınızda kaçta tekrar uyuyacağınızı bilmediğiniz, kimseye söz veremediğiniz, sürekli yorgun,stresli ama canlı ve keyifli bir rutin. Sevdiklerinizin sürekli size iş konuşuyorsun ya da hep işin var diye kızıp trip atmalarına hazır olsunlar.

6) Günümüz dünyasında başarılı olmayı oldukça normalleştiriyoruz fakat işin mutfağında görmediğimiz şeyler de yaşanıyor. Arka planda hangi başarısızlıklar normal, neyin herkesin başına geldiğini bilmek gerekiyor?

Abdülkadir: Başarısızlığı kalıplaştırmak girişimciliğe saygısızlık olur. Kurumsal hayatta affedilmeyecek ve geri dönüşü olmayacak başarısızlıklar vardır ama girişimcilikte yoktur. Her yerden geri dönebilirsiniz ve her noktada sıfırdan başlayabilirsiniz. Yanlış giden bir şeyler yoksa büyük ihtimal ortada kocaman bir yanlış vardır ve bunu analiz edemiyorsunuzdur. Önemli olan yolda olmaktır, bazen çok yol alırsınız bazen boşuna yorulursunuz ve bu da normaldir. Girişimcilikte başarı diye somut bir nokta yoktur ve bir varış noktası da yoktur. Her yeni başarı bir süre sonra sıradan olmalı ki ilerleyebilelim. Yürüdüğümüz sürece korkmamız gereken bir başarısızlık yok.

Ahmet: Bu konuda çok fazla klişe cümleler var. “Başarısızlık başarıya doğru bir adımdır”, “Başarısız olmadan başarılı olmanın yolu bilinmez” gibi gibi…Hepsi doğru. Her yeni strateji veya karar başarısız sonuçlar doğurabilir. Girişimcilik zaten bu noktada başlıyor. Başarısız olduğunuzda sebepleri analiz edip sorunu çözüp devam etmek gerekiyor. Sorunlar çözüldükçe ortaya bir çalışan ve sevilen bir ürün çıkıyor. Bundan dolayı kararlardan doğan başarısızlıkların hepsi girişimciliğin doğasında var diyebiliriz. Ancak bir girişimci en fahiş hatası ve başarısızlık olarak kabul görmeyecek tek olayı yeteri kadar çalışmamaktır. Eğer ki tembellik yapıyorsanız başarısız olursunuz.

13 Soruda Abdülkadir Koçer - Ahmet Unat ve Bullbeez

7) Fikrinizi insanlara söylediğinizde ne gibi geri dönüşler aldınız ve bunlar sizce ne oranda girişiminizi etkiledi?

Abdülkadir: En başlarda insanlara anlamaları için 10 dakikada anlatmamız gerekiyordu. Zaman içerisinde bu süre 30 saniyeye kadar indi. Eğer girişiminizi 2-3 cümleyle anlatamıyorsanız ürün tam olarak oturmamış demektir ve bu önemli bir indikatördür. Bizim kullanıcı kitlemiz çok farklı demografik yapıya sahip, bu sebepten zaman zaman çok enteresan dönüşler alabiliyoruz. Genelde olumlu olan dönüşlerde bazı kişiler yatırım kısmına bakarak olumluyor, bazıları iş fırsatı sunduğumuz kısmı olumluyor. Olumsuz yorumlar da çok alıyoruz ve hepsini dikkate alıyoruz. Bullbeez’e de en çok katkıyı bizi eleştirenler sağlamışlardır o yüzden eleştiri alınca heyecanlanıyoruz ve uyum sağlamaya çalışıyoruz. Her eleştiriyi de dikkate almamak lazım tabii ki ama bizim amacımız çerçevesinde olduğu sürece her zaman planlarımızda durur.

Ahmet: Bizim işimiz girişimciliğin ta kendisiyle ilgili olduğu için öncelikle girişimciliği ne olduğunu anlatmamız gerekiyordu. Girişimciliğe bilenler ve anlattığımız anlaşıldıktan sonra en çok karşılaştığımız cümle gerçekten buna ihtiyaç olduğuydu. Hatta birkaç girişimci yapmaya çalıştığımızı yapmaya çalışmış ya başarısız olmuş ya da vazgeçmişti. Herkesin gördüğü ve hissettiği bir eksiği yapıyor olmak doğru sorun tespitinden yola çıktığımızı destekliyordu. Zaman içerisinde aldığımız geri dönüşlerle de doğru ürünü çıkarmaya çalışıyoruz. Sorunu yaşayan insanlar olduğu ve işimiz direkt olarak onlarla olduğu için geri dönüşler ürünümüzün en önemli pusulası oldu. Onların doğrultusunda ve kendi kafamızdaki çerçeve ile inşa etmeye devam ediyoruz.

8) Bullbeez ile girişim ekosistemini çok yakında gözlemleyebiliyorsunuz. Peki sizce Türkiye’deki girişimcilik ekosistemi nasıl işliyor ve ülke olarak hangi noktadayız?

Abdülkadir: Türkiye hibe ve destekler konusunda iyi bir ülke fakat ekosistem olgunluğu çok kötü bir noktada. Her konuda tekelleşme var; aynı yatırımcılar, başarılı girişimciler ve bu kişilerin arasına girmeye çalışan yüz binlerce insan var. Bullbeez’in sorun tespiti tam olarak da bu noktada başlıyor. Ekosistem içerisindeki iletişim yokluğu, know-how eksiği, çalışan bulma zorluğu ve yatırım alma süreçlerinin yurtdışına göre rölatif zorluğu. Tüm bunlar bir arada çoğu girişimcinin başarısız olma sebebi oluyor ama gelecek konusunda ümitliyiz. Türkiye girişimci bir topluma sahip ve özellikle Bullbeezi’in Anadolu yapılanması ile daha da canlı bir hale gelmemesi için hiçbir sebep yok.

Ahmet: Türkiye’de gerçekten çok büyük bir potansiyel var. İnanılmaz bir genç bir nüfus var. Bir o kadar da bilgi ve eğitim eksikliği var. Özellikle Anadolu’da girişimcilikten anlaşılan bir kafe açmak veya sanayiye girmek ile sınırlı kalmış durumda. Bunlar her ne kadar başarılı iş planları olma potansiyeli olsa da teknoloji ve hizmet alanında büyük atılımlar yapılabilecek enerji ve maddi güç var. Bilgi eksikliği yüzünden bir ilgi yok. Son zamanlarda başarılı exitlerden sonra ilgi artmış olsa da hala yeterli değil. Bizim de amacımız zaten oradaki bilgi ve eğitim noktalarında faydalı olabilmek. Türkiye’deki metropollerde başarılı ve güçlü ekosistemler oluşmuş durumda ancak bunun ülke geneline yayılmasıyla gerçekten ülkece daha başarılı olabiliriz.

13 Soruda Abdülkadir Koçer - Ahmet Unat ve Bullbeez

9) Sizlere göre bir girişimin ve girişimcinin olmazsa olmazı nedir?

Abdülkadir: Yeniliğe her zaman açık olmalı. Bu bir klişe olsa da bunun alt metinleri çok önemli. MVP ve Pivot kavramları bu yüzden varlar. Her zaman adaptasyonu ve yeniliği hızlıca ürüne dökmeli. Zaten ülkemizde girişimlere olan tahammül çok düşük seviyede ve başka da bir çıkış yolu yok. Hiçbir zaman “ben bilirim” dememeli. Özellikle ilk aylarda çok fazla yanlış şey yapıyoruz ve bu süreçte gurur yaparsak kendimize en kötü şeyi yaparız. Çok düşünmemeli, aksiyon almak her zaman beklemekten daha iyidir. Girişimcilerin çoğu fikir aşamasında çok zaman kaybediyor ve özellikle “fikrim çalınır” korkusundan uzun süre kapalı kalıyorlar. Fikrinizin çalınması önemli değil, dünya fikirlerin para ettiği zamanı geçti artık işin aksiyon kısmı asıl değeri sağlayan taraf. Hangi yer olduğu önemli değil ama bir yerden başlanması gerekli. Girişim konusunda ise, dünyayı kurtarmasına veya bulunmaz hint kumaşını bulmasına gerek yok. Girişiminizin karmaşık olması başlangıç için çok doğru değil zaten. Büyük bir sorunun çözümü bazen çok basit olabilir ya da hali hazırda yapılan bir çözümü biraz değiştirip yeni bir hale getirebilirsiniz. Kervanın yolda düzülmediği tek husus ölçeklenebilirlik. Bir girişim her şeyi yolda değiştirebilir ama ölçeklenebilir olan bir yapıyı en baştan beri oluşturması gerekli.

Ahmet: Bir girişimci hiçbir zaman “oldum” dememeli. Sürekli kendini ve ürününü geliştirmeli. Büyük büyük firmalar her sene Ar-Ge’ye milyar dolarlar harcıyorlar. Her zaman olduğundan daha iyi olabileceğini bilmeli ve o yolu aramalıdır. Bu hem iş hem kişisel olarak da öyle olmalı. Sürekli daha iyi olmaya doğru bir çaba içerisinde olmak gerekiyor. Yoksa herkes çok hızlı geçiyor. Bunun doğrultusunda bence girişimcinin çok meraklı olması da gerekiyor. Yeni teknolojilere, yeni fikirlere merak oluşmuyorsa bir noktada bu dünyada durmak istemiyorsunuz. Girişimcilik dünyası bunun üzerine kurulmuş çünkü.

 

10)  Gelecekte girişimcileri neler bekliyor? /Girişimcilik nasıl bir evrim geçirebilir? (Daha hızlı hayat, artan rekabet, artan iş fikirleri…)

Abdülkadir: Girişimlerin eski kurumsal şirketleri devireceğini düşünüyorum. Çoğu iş düşük maliyetli ve teknoloji bazlı hale geldi. Girişim pazarı gittikçe büyüyor ve şu an dünyanın en büyük şirketlerinin de girişim kökenli olması bunun göstergesi. Buna bağlı olarak ekosisteme gelen yatırım miktarı arttığı gibi rekabet de artacaktır fakat her yeni çözüm kendi yeni sorunlarını doğuruyor ve buraya da yeni bir girişim yerleşiyor. Girişimlerin çözdüğü sorunların da gittikçe daha niş ve özel hale geleceğini düşünüyorum. Bazen çok ufak bir sorunu bile çok iyi çözüyor olmak büyük bir katkı değer sağlayabilir.

Ahmet: Abdulkadir’in söylediği nokta çok önemli. Günümüzde bile girişim kökenli şirketlerin kurumsal hayata geçişlerinde geleneksel kurumsal yapılardan farklı şeyler yaptığını görüyoruz. Ofis tasarımından çalışan şartlarına kadar. Geleneksel kurumsal yapı daha çalışanı mutlu etme odaklı onları geliştirme odaklı bir yapıya doğru evrileceğini düşünüyorum. Girişimciliğin daha düşük sermayeyle büyük işler yapmaya odaklanması nedeniyle popülerliğinin artıp en azından herkesin bir kere deneyeceği bir deneyime dönüşeceğini düşünüyorum. Girişimlerin popülerliği sayesinde doğası gereği daha fazla soruna odaklanıp daha fazla çözüm oluşacağını düşünüyorum.

13 Soruda Abdülkadir Koçer - Ahmet Unat ve Bullbeez

11)Her insanın bir dönüm noktası vardır; zorluğuyla, yoruculuğuyla. Sizin için bu nokta neresiydi?

Abdülkadir: Ailemin desteğini almak benim için çok önemliydi. Üniversite sürecinde girişimci olucağım diye biraz sorun oluşturduğum için bu konuya çok soğuklardı. Yıllar içerisinde konuşa konuşa önce girişimciliğe daha sonra Bullbeez’e inanmaya ve güvenmeye başladılar. Ailemin Bullbeez’e artık benim baktığım gibi gururla ve aidiyetle bakmaya başladıkları an, benim için önemli bir dönüm noktasıydı.

Ahmet: Avukat olmak istemediğime karar verdiğim andı. Daha doğrusu kurumsal hayatın bir parçası olmak istemediğimi fark ettiğim an demek daha doğru olur. Girişimci olmaya karar vermek zor bir an ama gerçekten istediğiniz hayatı size sunabilecek bir işe ihtiyacınız olduğunu anlıyorsunuz. Kurumsal yaşam sadece yetinebileceğim bir hayat sunuyordu. Bundan dolayı bundan vazgeçmek dönüm noktam oldu diyebilirim.

12) “Büyük zekalar, birlikte düşünür.” demiş, Malcolm X. Biz de, girişimler için ekip ruhunun çok önemli olduğuna inanıyoruz. Sizler bu konuda ne düşünüyorsunuz, ekiplerinizi nasıl oluşturdunuz?

Abdülkadir: Bizim bir kişiyi ekibe almamızdaki en büyük kriter Bullbeez’e inanması. Ulaşmak istediğimiz yere ve projeye karşı en ufak inançsızlığa sahip bir kişiyi ekibe almak istemiyoruz. Genel olarak ekiple iş dışında da çok vakit geçiriyoruz. İş veren gibi davranmak çok hoşumuza gitmiyor ve aidiyeti mümkün mertebe oluşturmaya çalışıyoruz. Bullbeez benim veya Ahmet’in değil, hepimizin büyütmeye çalıştığı çocuğu olmasını istiyoruz. Her ekip üyemiz bizim için çok değerli ve böyle de kalması için çok gayret gösteriyoruz.

Ahmet: Ekibimizi kurarken hepsiyle günlerce konuştuk. Kendimizi, yapmak istediklerimizi anlattık. Bullbeez’e inanmalarını istedik. Kararları ekip olarak alıyoruz, yaptığımız ve yapacağımız her şey Bullbeez’e dahil olan insanların bir ürünü olarak ortaya çıkıyor. Bu da çıkan ürünü daha özel ve güzel kılıyor. Ekibimize sonradan dahil olan insanların gece 3’te arayıp harika bir çözüm buldum diye araması aslında ekibimizi kurarken ne kadar başarılı olduğumuzu gösteriyor. Girişimimiz bizden daha zeki ve farklı akılların katkısıyla ancak başarıya ulaşabilir. Bu düşünceyle ekibimizi büyütmeyi ve onlar Bullbeez’i büyütmeyi hedefliyoruz.

13 Soruda Abdülkadir Koçer - Ahmet Unat ve Bullbeez

13) Peki sizin en’leriniz nelerdir? Okuyucularımız ilham almak için ne okusun, ne izlesin ve hangi podcastleri dinlesin?

 Abdülkadir: bullbeez.co‘daki içerikleri kaçırmasınlar 🙂 Bunun yanında ekosistemle alakalı her türlü içeriği ve haberi konu alakasız olsa da kaçırmamalarını tavsiye ederim. Girişim Haberleri ve daha nice değerli ekosistem içerikleri paylaşan yerli ve yabancı platformlar var. Film olarak Steve Jobs ve Sosyal Ağ’ı kesinlikle tavsiye ederim. Kitap olarak da Eric Ries’dan The Lean Startup” ve Phil Knight’tan Shoe Dog” bakış açınızı çok değiştirebilir. Podcast pek dinlemiyorum.

Ahmet: Girişimciliği başında olan kişilere Harvard Business Reviewun Girişimciliğin El Kitabını tavsiye ederim. Ayrıca Jack Londonun Martin Eden’i de kişisel hedeflerim konusunda bana bir perspektif vermişti. Film olarak da Moneyball ve The Founder’ı öneririm. Yine girişimciliği başında olanlar için Slidebean youtube kanalında güzel içerikler bulabilirler.

🌟Tavsiye Köşesi: 

Abdülkadir: Fikirlerini anlatmaktan korkmasınlar ve tam şu an başlasınlar. Yazılımın çıkmasını bekliyorsa yazılım çıkana kadar telefonla satış yapsın.

Ahmet: Eleştirileri iyi analiz etsinler ve tanışabilecekleri her girişimciyle tanışıp konuşsunlar, her girişimci bir bilgi ve tecrübe katıyor.

Gelecek ay yeni bir girişim ve girişimcinin bilinmeyenlerinde görüşmek üzere, bilgiyle kalın.

İlginizi Çekebilecek Diğer 13ilinmeyenler Röportajlarımız

13 Soruda Zeynep Eliçin ve Varsapp

13 Soruda Buse Özgür ve Ventus Karavan

13 Soruda Belen Bakar ve Campie

13 Soruda Kemal Tamer ve Tamer Capital

 

 

Fatma Koyun

Güncellenen dünyayı kendi değerlerim etrafında dizayn ederek her gün deneyim kazanmaya çalışan bir üniversite öğrencisiyim. Asıl maharetin bilmekten geldiğine inanırım ve buna paralel olarak da bir öğrenme hevesine sahibim . Ayrıca gözlemlemeyi , yazmayı , insanlarla konuşmayı ve araştırmayı da çok severim.

1 Comment

  1. Çok güzel bir röportaj olmuş 🙂
    Emeği geçen herkese, bu güzel insanlar ile buluştukları için teşekkürler !

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published.