13 Soruda Belen Bakar ve Campie

Bu hafta 13ilinmeyenler köşemizde konuğumuz Belen Bakar ve değerli girişimi Campie. Keyifli okumalar!

1-Biz sizi çok yakından takip ediyoruz, fakat sizi daha yakından tanımak isteyen okurlarımız için bize biraz kendinizden ve girişimcilik öykünüzden bahsedebilir misiniz?

Özyeğin Üniversitesinde son sınıf Endüstri Mühendisliği öğrencisiyim. Bölümüm tamamen işleri kolaylaştırmak, daha verimli hale getirmek ve sorun çözmek üzerine bir mühendislik dalı bu nedenle çalışma alanını girişimcilikle kolaylıkla bağdaştırabiliriz bence. Girişimcilik yolculuğum da kesinlikle endüstri mühendisliği isteme hikayemle bağlantılı. Lisede çevremdeki sıkıntıları gözlemleyip ve alternatif çözüm yolları bulduğumu fark ettim. Lise boyunca çeşitli YouTube kanallarından girişimcilikle ilgili bilgiler topladım ve lise sonrası da mottosu “Hayatınızın Girişimi” olan Özyeğin Üniversitesine yerleştim. Girişimcilikle ciddi anlamda ilk tanışmam okulum sayesinde oldu. Üniversite 2. sınıfın sonunda arkadaşlarımla yeni nesil eğitim platformu diye adlandırdığımız Lost&Found girişimini kurduk. Yaklaşık 1 yıl sürdürdükten sonra ise ortak olarak bırakma kararı aldık. Lost&Found’da devam ettiğim süreçte ise Yenibirlider derneğinden tanıştığım arkadaşlarım ile Campie girişimini kurduk. Şu an da Campie üzerinde çalışmaya devam ediyoruz.

2-Campie’nin sunduğu hizmetler hakkında okuyucularımızı bilgilendirir misiniz?

Campie en basitinden kamp alanlarına rezervasyon yapabileceğin bir internet sitesi. Daha komplike bir şekilde anlatmam gerekirse bir yapay zeka ile kullanıcıların tatil tercihlerini öğrenerek her kullanıcıya en uygun kamp mekanını ve en optimize rotayı sunan bir teknoloji girişimi. Sadece kamp alanı rezervasyonu ile kalmıyoruz kampla yeni/deneyimsiz kampçının ihtiyacı olan tüm bilgileri de tek bir platformda topluyoruz.

3-Türkiye’de girişimcilik için yeterli faaliyetler gerçekleştiğini düşünüyor musunuz? Sizce neler eksik ve nelerin yapılması gerekiyor?

Hiçbir zaman yetmez bence. Sky is the limit 🙂 Şu an Türkiye girişimcilik ekosistemi hala çok niş bir alan. Ekosisteme bir girdiğinde sana sunulan imkanlar, network, etkinlikler sınırsız ve yeni girenlerin çok hoş karşılandığı bir ortam. Fakat ekosistemin dışında kalan bu alana meraklı kişiler ekosisteme nasıl gireceğini bilmiyor. Kimse kimsenin elinden tutup sokmuyor zaten bu ortamlara, kişinin bunu keşfetmek için istekli olması gerek. Bence tek eksiklik kişinin onu gelip birileriyle tanıştıracak bir kurtarıcıya ihtiyaç duyması, bir yardım eli beklemesi. Ama bizi bir tek kendimiz kurtarabiliriz bunu unutmamak lazım. Kişi bunu aştığı anda birçok imkanla karşılaşacaktır.

4- Genç yaşınızda başarılar elde etmiş ve girişimler kurmuş biri olarak yolun başındayken neler düşündüğünüzü neler hedeflediğinizi merak ediyoruz. Kariyerinizi nasıl planladığınızdan bahsedebilir misiniz?

Aslında amacım hep ülkeme ve insanlığa yararlı olmaktı. Klişe gelecek belki ama amacım hep buydu. Kendime başarı, para, güç dışında yani geçici olmayan bir anlam yaratmak çok önemli bence. Bu şekilde hayalime daha bağlı ve daha motive hissediyorum. Hayalime giden yolda hala çok baştayım ve adım adım ilerliyorum. Ne yapmak istediğimi fark edip “Buna nasıl ulaşabilirim?” “Bunu nereden öğrenebilirim?” gibi sorulara cevap bulmaya çalışıyorum. Kariyerimde de bu şekilde ileriyorum.

5- Girişimcilik ne kadar heyecan verici olsa da bazen işler planlandığı gibi gitmeyebiliyor, bir noktada hiç pes etmeyi düşündünüz mü? Düşündüyseniz tekrardan kalkma motivasyonunuz neydi?

Girişimcilikte hiçbir şekilde işler planlandığı gibi gitmiyor. Çünkü biz aslında bu yollardan hiç geçmedik, bir girişimcinin fikri, pazarı, rakipleri başka bir girişimciden çok farklı olabiliyor. Birbirine benzer hikayeler bulmak çok zor. Bu nedenle öğrenebildiğim kadar girişim/girişimci hikayesi öğrenmeye çalışıyorum. Bu bana hem ekiple pivot etmeye yöneldiğim zamanlarda bir temel oluşturmuş oluyor hem de olayların sonuçlarını tahminlememe yardımcı oluyor. Campie’de ekipçe bir düşüş yaşamıştık. Fikre karar verdik, pazarımızın hazır olduğunu düşünüyorduk, rakibimiz de yoktu ortam çok güzel gözüküyordu. Müşteri görüşmeleri yaptıktan sonra gördük ki pazar hiç hazır değilmiş. Pazara emin olmadan işe başlamak ve bununla karşılaşmak bizi çok demotive etti. Ama hep kendi kendimize Yemeksepeti, Getir, Çiçeksepeti yani bizim gibi esnaf ve müşteri arasındaki iletişimi dijitalleştirmeye çalışan girişimlerin hikayelerini hatırlattık. Onlar da bizimle aynı yoldan geçmiş hatta bizden 5, 10 hatta 20 yıl önce. Onlar üstesinden geldiyse biz de geliriz dedik ve bunun için kendimize yeni bir yol haritası çizdik.

6-Sizce bir girişimde ve girişimcide olmazsa olmaz olan nedir?

Kesinlikle vazgeçmemek ve bir amaç uğruna çalışacak gücü kendinde bulmak çok önemli.

7-Hayatınızda veya profesyonel yaşantınızda hiç ‘’dönüm noktam’’ dediğiniz bir anınız veya döneminiz var mı? Özel değilse bizimle paylaşabilir misiniz?

Dönüm noktam kesinlikle Kadir Köymen’in videoları ile YouTube’da karşılaşmaktır. Lisedeyken daha ne olduğunu bile bilmediğim girişimcilikle bu sayede tanıştım ve sonra da işim bu oldu.

8- Sosyal medyada tecrübelerinizi ve önerilerinizi paylaşma süreciniz nasıl başladı?

Girişimcilik ile öğrendiğim her şeyi internetten öğrendim. Belki Kadir Köymen’in o videosuna denk gelmeseydin girişimcilik ne bilmeyecektim bile ya da girişimcilikle daha geç yaşta tanışacaktım. İnternette dolaşırken bir video ile akıllarında yeni kıvılcım çakabileceğim birçok genç olduğuna emindim. Hani diyorlar ya “gençken ihtiyaç duyduğun kişi ol” diye, tam olarak “Lisedeki Belen TikTok’u veya Instagram’ı açtığında nasıl içerikler görmek isterdi?” sorusuyla yola çıktım. Evet illa ki ilgi gösterileceğini biliyordum ama kadar ilgi olacağını asla tahmin etmemiştim. Şu anda da hem videolarım ile hem de bana gelen mesajlar ile beni takip edenlerin mesajlarını olabildiğince cevaplamaya çalışıyorum.

9- Yakın zamanda sona eren girişiminiz Lost&Found ve hala süregelen Campie girişiminizden sonra ve kurumsal hayatı yavaş yavaş deneyimleyen biri olarak ikisinin aradaki farkları anlatabilir misiniz? Kendi işinize sahip olmak size neler kattı veya götürdü?

Kurumsal hayata girmeden önce bir girişim kurmayı ve orada çalışmayı deneyimlemek bana çok şey katmış fark ettiğim en önemli detay bu oldu. Şu an iki taraf da birbirini karşılıklı besleyen bir durumda. İki taraftan da birçok şey öğreniyorum. Bir gün girişimimde ihtiyaç duyup araştırdığım bir konuya başka bir gün işimde ihtiyaç duyabiliyorum. Aynı şekilde iş arkadaşlarımdan öğrendiğim birçok bilgiyi ve yöntemi de kendi girişimimde kullanmaya başladım. İkisini birlikte yürütebilmen ve dengeyi kurabilen kişiler için çok avantajlı bir durum bence.

10-Biraz da Düşler ve Düşüşler podcastinizden bahsetmek ve takipçilerimizle paylaşmak istiyoruz.Podcastinizi biraz tanıtabilir misiniz, hangi konulardan bahsediyorsunuz?

Düşler ve Düşüşler aslında iş hayatındaki kişilerin hikayelerini dinleyip bizim neslimize aktarmak amacıyla çıkmıştı. Sonrasında fark ettik ki bizim kanala davet etmek istediğimiz ve muhabbet etmekten keyif aldığımız kişiler hep girişimciler. Biz de yönümüzü biraz daha bu tarafa çevirerek girişimcilerin hikayelerini dinleyenlere aktardık. Bize benzer podcast veya YouTube kanallarında girişimcilerin hep başarılarını dinliyoruz ve bize çok büyülü bir iş hayatı anlatılıyor. Ama başarılarının öncesinden hiç bahsedilmiyor. Düşler ve Düşüşer’in farkı buydu. Girişimcilerin tüm hikayelerini dinleyerek başarılarının nedenini çözümlemeye çalışıyorduk. Bu nedenle de hep samimiyetini koruyan çok keyifli bir podcast oldu.

11-Çoğu zaman girişimcilerin/iş hayatında başarılı insanların bir rutini vardır diye duyuyoruz. Sizin genel olarak hiç ertelemediğiniz bir rutininiz var mı?

Her haftanın başında tüm haftanın ve her günün sonunda bir sonraki günün planını yaparım. Bu benim ortaokulda kazandığım ve bence benim birçok işe yetişebilmemi sağlayan tek ve vazgeçilmez rutinim. Günün ve haftanın yoğunluğu içine girmeden tüm yapılacakları ve hedeflerimi belirledikten sonra geniş açıyla görüp değerlendirmemi sağlıyor. Hem de güne hazırlıklı başlamış oluyorum.

12- Okurlarımıza mutlaka denemelerini tavsiye ettiğiniz bir tarif ve aktivite, okumaları gereken bir kitap ve duyulması gereken bir kitap alıntısı paylaşabilir misiniz?

Mutlaka denemeniz gereken tarif ev yapımı makarna bence, sonuç asla şaşırtmıyor çok bilindik bir tat elde ediliyor ama yapma süreci özellikle sevdiklerinizle birlikteyseniz çok keyifli oluyor.

Tavsiye ettiğim aktivite eğer tabi bu aktivite kategorisine giriyorsa kesinlikle içerik üretmek. Hangi mecra olduğu fark etmez alanında bildiklerinizi ve deneyimlediklerinizi paylaşmak çok kıymetli. Kimin hayatına dokunabileceğinizi hiç bilemezsiniz.

Kitap olarak Robert Green’den Ustalık benim için çok özel. Hayatın hangi evresinde olursanız olun kendinizle özdeşleştirebileceğiniz bir kitap. Bir tane daha önerme hakkım varsa Dört Anlaşma kitabını da okumanızı tavsiye ederim.

Hande Çilingir bu sözü çok söyler “İnsanın hayatında iki önemli gün vardır, biri doğduğu gün diğeri neden doğduğunu fark ettiği gün.” Kimin sözü bilmiyorum ama beni de çok etkilemiş demek ki, sürekli aklıma gelir.

13-Son olarak girişimci adaylarına veya girişimcilere söylemek istediğiniz bir şey var mı?Tavsiyelerinizi bizlerle paylaşır mısınız?

Bu yolda başarısız olmak kadar doğal bir şey yok, çünkü hepimiz bu işi ilk defa yapıyoruz. Sadece başarısızlıkları en az seviyeye çekebilmek için olabildiğince başarı/başarısızlık hikayesi dinleyip, girişimcilerle tanışıp soru sormaktan çekinmemeliyiz.